Bu sene hiç not düşmemişiz arılığa.
Geçen yıl Varroa ile hiç mücadele edilmedi.
Karşılığı ağır oldu, kışın 20 kovandan 14 ü söndü.
Kalınlarda gitti gidecekti.
Kaldırdım hemen Antalya'ya götürdüm.
Oksalikse güzelce bocaladım arıları.
Üzerine keki kapatıp bir ay gitmedim.
Bir ay sonra gittim, neredeyse aynı yerinde sayıyorlar.
Yine bir ay sonra gittim, bu defa kovana sığmıyorlar.
Her yerde portakal açmış.
Kaldırıp köyüme getirdim.
Bu arı bana yetmez deyip, komşu köyden 5 koloni daha satın aldım.
Aldığım 70 yaşında amca telefonda arılarına methiyeler düzdü.
Almaya gittiğimde kovanları açtırmadı, çok rüzgar var, bunlar güzel al git dedi.
Arıları araca yükledim, parayı verdim.. yalnız bu arılarda biraz kireç hastalığı var...
Ama bişey olmaz hemen söker atar dedi.
Bende araca yükleyip parayı verdiğim için bişey olmaz deyip attım arabaya.
2 ayda 10 çerçeve arı 10 çerçeve kaldı.
Aldığıma bin pişman oldum.
Neyse bahar geçe hep yağmur oldu, Ben ömrümde bu kadar rahmeti hiç görmemiştim.
Yağışlar bitti, bazı kolonileri birleştirip 1 TEMMUZ itibariyle lavantaya götürdüm.
Temmuzun sonunda Allah ne verirse arıları tekrar köye getirip sağımını yapıcaz.
Şimdilik yazacaklarım bu kadar.
Herkese bol, hayırlı, bereketli sezonlar diliyorum.