Eskişehir'de Arıcılığın Tarihçesi
Daha eskisi vardır ama benim gözlemleyebildiğim kadar arıcılığın biraz yakın geçmişinden bahsedeyim.
Eskişehir'de arıcılığı bir geçim kaynağı olarak yapan pek yok, genelde olduğu gibi ikinci bir gelir kapısı veya kendi ihtiyaçları için yapılıyor.
O yüzdendir ki kovan sayısı 100'ü geçen kişi sayısı azdır, toprak tarımıyla geçinir ve arıcılığa yabancı olduklarından uğraşmazlar.
Muzaffer Bey çalışırken bir ara kovan sayımını yapmıştı toplam 10.000 civarıydı.
Gelelim eskilere...
Devlet yatırımı olarak eskiden önde illerden birisi de Eskişehir tarımla ilgili yatırımda unutulmamış ve arıcılık desteklenmiş.
Tarım İl Müdürü olarak Hulusi Bey, yine arı hastası olan emekli pilot Çolak Binbaşı adlı Rifat Bey 1950'li yıllarda Amerika'dan örnek olarak arıcılık malzemeleri ve ana arı bile getirmiş.
Rifat Bey'in desteğiyle tavukçuluk malzemesi satılan Bekir Ağabey'in iş yerinde arıcılık malzemelerini kendilerince üretim yapmışlar bunun yanında petek ve ilaç satmışlar.
Bu işyerini komşu işyeri sahibi Ahmet Zekiler'e devretmişler. Hala bu işyeri Zekiler Ticaret altında bu işi yürütüyor, bunun yanında son günlerin modası olan şifalı bitkiler işine girdi. Eskiden burası arıcıların toplanma yeriydi.
1990'lı yılların başında İbrahim Kara emekli olup, Yunusemre arıcılığı açarak daha sonra arıcılık malzemeleri yanında tohum ve gübre işine girdi, şimdi de fidancılık işi de yapıyor.
1990'lı yılların sonunda Muzaffer Söğütkıran emekli olunca Arıcı Hasan Ekinci ile ortak olarak Uzman Arıcılığı açtı.
Halen arıcılık ürünleri satmayı sürdürüyor. şimdi arıcıların bazıları buraya takılır.
Bir kötü yönü var Hasan çayı kendi demliyor ve çok demli çay içenlerin toplanma yeri gibi oldu.
Bu arada arıcılık yapan şahıslarda var bir çırpıda aklıma gelenler...
Kendi çapında gezginci arıcılık yapan Necati Bey epey yaşlandı, işi bırakmış.
Sadrettin Yelbaşı arı sayısı çoktu. Dedelerinden kalma Kafkasya'dan gelme arıları vardı, ölünce oğlu Emekli polis memuru Nedim sağdan soldan ana arı getirip nesli bozdu ve halen işe devam ediyor.
Bu arada eskiyle yeni arasında bağlantı kuran arı hastası Emekli Öğretmen Yalçın Toker...
Hasta dedim arıcılık yapmak için Eskişehir'in merkezinden dağ köyüne tayin istemiş ve halen arıcılığı eski öğretmenlik yaptığı köyde yürütüyor.
Arıcılığın gelişmesinde Ziraat Mühendisi Ekrem Karakaya 'yı unuttum sonra benim arıcılık ortağım oldu 1980'li yılların sonundan itibaren düzenli gezginci arıcılık yapmaya başladık.
Bu arada bize yardımlarını esirgemeyen eski arıcılardan Mustafa Genç'i de unutmayayım.
Adını unuttuğum bir çok arıcı var .
Şimdi ise öne çıkan bir şekilde Yusuf Gürbüz ve Halil Bilen ekibiyle zincirin halkası sürdürülüyor.
Öğrencim olan Eskişehir İli Arı Yetiştiricileri Birlik Başkanı Yusuf Çengel ve daha adını yazamadığım bir çok arıcı arkadaşlarla arıcılık sürdürülüyor.