Mustafa Kemal ALKOÇ Arılığı

[Hüseyin Basri ÇALIŞKAN]

Ne diyelim geçmiş olsun.

Hastalık riski yok  ise o mumları yakmanız kayıp olmuş diyebilirim.

Görüldüğü kadarı ile mum güvesi tahribatı olsada epey mum çıkar mış o çercevelerden.

Olsun bakalım. Umarım bir daha tekrar etmez.

[mustafa kemal alkoç]

Ne diyelim geçmiş olsun.

Hastalık riski yok  ise o mumları yakmanız kayıp olmuş diyebilirim.

Görüldüğü kadarı ile mum güvesi tahribatı olsada epey mum çıkar mış o çercevelerden.

Olsun bakalım. Umarım bir daha tekrar etmez.

Korkunun netiçesi yakmak.
 Hüseyin Basri bey bukadar kötüsünün islah edilme şansı varmıydı?

[Halil BİLEN]

Mum güvesinden ne olacak ki?

Kaynatırsınız mumu...

Çerçevelerde gitmiş... Vah Vah Vah...

Koloni terk etmiş güvelenmiş ya da güve faaliyeti sebebiyle terk... Birazda zayıf ise...

Oksalik uygulaması nasıl yapıldı?

[necdet hoca BANAZ]

Ne Güzel Cahildik !!!
Ne güzel cahildik;
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel ca...hildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Dışarıda kar...
...Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...

Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...

Dışarıda kar...
İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.

Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...

Bir çoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı... Domates de...

Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar... İçeride huzur...
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu,
yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda...
Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk..


Ahmet hocam eskilere özlemini belirtince bir arkadaşımın bu şiiri aklıma geldi..

[mustafa kemal alkoç]

Mum güvesinden ne olacak ki?

Kaynatırsınız mumu...

Çerçevelerde gitmiş... Vah Vah Vah...

Koloni terk etmiş güvelenmiş ya da güve faaliyeti sebebiyle terk... Birazda zayıf ise...

Oksalik uygulaması nasıl yapıldı?

Yok hayır koloni yok olmadı terk ettiyse üzülmeyeçeğim.Dört çerceveye sarıyordu arılar.

Oksaliki halıfleksi kaldırdım dört beş fısfıs o kadar.

[Halil BİLEN]

Koloni sağlam ama mum güvesi...

Oksalik fısfıs işini çözemedik ama neyse...

Vardır bir bildiğiniz...

Oksalikte fıs fıs pek kullanılmayan bir uygulama da o yüzden...

Bunu daha önce de yazmıştık sanırım.

[mustafa kemal alkoç]

Ne Güzel Cahildik !!!
Ne güzel cahildik;
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel ca...hildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Dışarıda kar...
...Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...

Necdet hocam şiirde güzel konusuda Çok şükür hepsini tatdırdı bize mevlam inaşallah beraberde olur,yaparız bizim mekanda bir forum size kuzinede ekmek kızartır,mangalda köfte pişiririm,çay yanı başınızda kaynar,çardakta sohbetede dalarız amma rejim bizi bağlar dert ettirir,eğer döner tattaravallide oynamak isterseniz yüzbeş kiloyum uyarsa karşılıklı yok derseniz sizi salıncakta sallarım aşşağıki köyün çamii minaresi görülene kadar durmak yok ona göre.

 Eğer biraz futbol oynamışsanız penaltı bile atışırız büyükçe demirden kale direkleri arasında.

 Yok ben basketçiyim rakip tanımam üçlük atarım potaya diyorsanız oda var yer toprak olsada.

 Hocam iletiniz yanlış yeremi gitti bilmiyorum ,iyi oldu iyi

 

Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...

Dışarıda kar...
İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.

Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...

Bir çoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı... Domates de...

Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar... İçeride huzur...
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu,
yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda...
Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk..


Ahmet hocam eskilere özlemini belirtince bir arkadaşımın bu şiiri aklıma geldi..

Necdet hocam şiirde güzel konusuda Çok şükür hepsini tatdırdı bize mevlam inaşallah beraberde olur,yaparız bizim mekanda bir forum size kuzinede ekmek kızartır,mangalda köfte pişiririm,çay yanı başınızda kaynar,çardakta sohbetede dalarız amma rejim bizi bağlar dert ettirir,eğer döner tattaravallide oynamak isterseniz yüzbeş kiloyum uyarsa karşılıklı yok derseniz sizi salıncakta sallarım aşşağıki köyün çamii minaresi görülene kadar durmak yok ona göre.

 Eğer biraz futbol oynamışsanız penaltı bile atışırız büyükçe demirden kale direkleri arasında.

 Yok ben basketçiyim rakip tanımam üçlük atarım potaya diyorsanız oda var yer toprak olsada.

 Hocam iletiniz yanlış yeremi gitti bilmiyorum ,iyi oldu iyi

[ankarali]

Ne Güzel Cahildik !!!
Ne güzel cahildik;
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı.
Öyle güzel ca...hildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Dışarıda kar...
...Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki.
Kuzinenin üzerinde demir maşa...
Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri.
Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...

Necdet hocam şiirde güzel konusuda Çok şükür hepsini tatdırdı bize mevlam inaşallah beraberde olur,yaparız bizim mekanda bir forum size kuzinede ekmek kızartır,mangalda köfte pişiririm,çay yanı başınızda kaynar,çardakta sohbetede dalarız amma rejim bizi bağlar dert ettirir,eğer döner tattaravallide oynamak isterseniz yüzbeş kiloyum uyarsa karşılıklı yok derseniz sizi salıncakta sallarım aşşağıki köyün çamii minaresi görülene kadar durmak yok ona göre.

 Eğer biraz futbol oynamışsanız penaltı bile atışırız büyükçe demirden kale direkleri arasında.

 Yok ben basketçiyim rakip tanımam üçlük atarım potaya diyorsanız oda var yer toprak olsada.

 Hocam iletiniz yanlış yeremi gitti bilmiyorum ,iyi oldu iyi

 

Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi... Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...

Dışarıda kar...
İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu.
Gazete de her zaman olmazdı.

Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!
Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk.
Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.
Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar...

Bir çoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...
Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi?
Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı.
Çay da kokardı... Domates de...

Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.
Dışarıda kar... İçeride huzur...
Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu,
yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda...
Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk..


Ahmet hocam eskilere özlemini belirtince bir arkadaşımın bu şiiri aklıma geldi..

Necdet hocam şiirde güzel konusuda Çok şükür hepsini tatdırdı bize mevlam inaşallah beraberde olur,yaparız bizim mekanda bir forum size kuzinede ekmek kızartır,mangalda köfte pişiririm,çay yanı başınızda kaynar,çardakta sohbetede dalarız amma rejim bizi bağlar dert ettirir,eğer döner tattaravallide oynamak isterseniz yüzbeş kiloyum uyarsa karşılıklı yok derseniz sizi salıncakta sallarım aşşağıki köyün çamii minaresi görülene kadar durmak yok ona göre.

 Eğer biraz futbol oynamışsanız penaltı bile atışırız büyükçe demirden kale direkleri arasında.

 Yok ben basketçiyim rakip tanımam üçlük atarım potaya diyorsanız oda var yer toprak olsada.

 Hocam iletiniz yanlış yeremi gitti bilmiyorum ,iyi oldu iyi

[Ahmet Arslan]

Necdet Hocam yüreğine sağlık,
Asım Kulaboğa geldi aklıma Banaz'lı şair
Yeşil Banaz Gazetesinde yazardı
Hele bir şiiri vardı ki...
Uzun Çayırı diye.
Akü işi falan yapardı
12 Eylül mağduru idi,memurluktan uzaklaştırılmıştı 1992 Eylül ayından beri haber alamıyorum selamlar.

[necdet hoca BANAZ]

  Mustafa bey, cumartesi günü Beykoz Koruluğunda okul arkadaşlarımızla toplantımız vardı.Ben katılmadım.Keşke katılmak varmış.Senin yanına da uğrardım.
   Ahmet hocam,Asım kulaboğayı çok iyi tanıyorum.Ancak yıllar önce Banaz'dan ayrıldı.nerede olduğunu bilmiyorum.Ama öğrenirim kardeşi Haydar burada.

[mustafa kemal alkoç]

  Mustafa bey, cumartesi günü Beykoz Koruluğunda okul arkadaşlarımızla toplantımız vardı.Ben katılmadım.Keşke katılmak varmış.Senin yanına da uğrardım.
   Ahmet hocam,Asım kulaboğayı çok iyi tanıyorum.Ancak yıllar önce Banaz'dan ayrıldı.nerede olduğunu bilmiyorum.Ama öğrenirim kardeşi Haydar burada.

 Necdet hocam Beykoz güzelliği ile doyumsuz dur gelip on çeşmelerinden su içen bir daha bırakamazmış buraları.

 Sürekli olarak Haznedarda oturuyorum,Beykozdaki yoplantınıza mutlaka katılır yada sizi beklerdim bir dahaki sefere inşaallah.

[mustafa kemal alkoç]

 Arıcılığı bilmezken bizlere emeği geçen ve kıymetli zamanlarını ayırıp arkadaşlıklarını paylaşan sayın üyelere teşekkürü borç biliyorum.
 Hakkınızı helal ediniz.

[Halil BİLEN]

Hayırdır abi?

[Kumpınarı]

Bütün arılıkları takip edip, yazılanları dikkatle okuyoruz.

Yazmasak ta...

Doğadaki değişimleri, güzellikleri görmek hepimizin hakkı diyede düşünüyoruz...

Benim kimsenin üzerinde hakkım olmasa da

[Bekir ARSAN]

 Arıcılığı bilmezken bizlere emeği geçen ve kıymetli zamanlarını ayırıp arkadaşlıklarını paylaşan sayın üyelere teşekkürü borç biliyorum.
 Hakkınızı helal ediniz.

tertip hayırdır nerden cıkardın şimdi bunu ya ben sevmiyorum vedaylan helalliği sana ve tüm foruma hakkım helal olsun ne hakkımız varsa