İsmail bey, sanırım Teknik Arıcılık terimini, teknolojik imkanlardan yararlanarak arıcılık yapmak olarak değerlendiriyorsunuz.
Teknik arıcılık, yüzyıllardan beri yapılan klasik arıcılık biçiminden farklı olarak, çeşitli bilim dallarının verilerini kullanarak arıcılık yapma anlamına geliyor.
Örneğin biyoloji, zooloji vs.
Biyoloji biliminin gelişmesiyle birlikte, arının yaşam döngüsü iyice anlaşıldı ve buna göre arı kolonisi yönetim modelleri geliştirildi. Teknik arıcılık bir bütün olarak bunları ifade eden bir kavram.
Yurtdışında genelde arıcılık büyük işletmeler şeklinde yapılıyor. Teknolojik imkanlar ise kovan içi uygulamalarda değil, arının yüklenmesi, taşınması, balın alınması süzülmesi vb gibi konularda kullanılıyor. Bizde genelde bu işler hala kol kuvvetiyle yapılıyor.
Yani kovan içine koyacağımız teknolojik cihazlarla bir takım izlemelerde bulunarak ticari arıcılık yapma uygulaması dünyada kullanılan bir yöntem değil.
Zaten arı biyolojisi, arı kolonisi yönetimi bilgi ve becerisine sahip olduğumuzda olayın kontrolünü elimize alabiliyoruz.
Örneğin Teknik Arıcılık modeli diyor ki, bir ana arı ile iki kışa girmeyin, yaşlı ana ile çalışmayın, bu verimliliği düşüren bir etkendir. Ama ülkemizdeki genel uygulama, ana arı kendi ölünceye ya da kovan kendi değiştirinceye kadar onu muhafaza etmek.
Bu durum şöyle bir sonuca neden oluyor. Diyelim 100 kovanınız varsa, anası genç olan 40 tanesinden mükemmel verim alıyorsunuz, anası nitelikli olmayan 60 tanesinden ise yüksek verim alamıyorsunuz. 40 kovan ortalaması yüksek oluyor, ama 100 kovan ortalaması düşük oluyor.