Stigma, stilus, ovaryum diye anlatmaya başlayınca kimse birşey anlamadığı gibi, sıkılan insanlar bir dahaki eğitim toplantısına da gelmiyor.
Ahh ah dedik. Aynen dediğiniz gibi.
Terimlerle konuşan bir sunumcu başarıya ulaşamaz. Anlatım tarzını basitleştirmek zor değil.
Biz anlattıkça konunun nereye geleceğini çiftçinin merak etmesi gerekiyor. Bu da vasıfların artmasıyla mümkün. Vasıflı insan bilginin önemi ve dağarcığını daha iyi biliyor.
Yayınlar daha kaliteli olmalı.
TV programları ve bunları yayımlayan TV tarım kanalları çiftçiler benden daha fazla izliyor. Sık sık bitki besin maddelerini soruyor. Hep sonuç görüyorlar.
Bal arısı sonuçlarını da sık sık göstermeli.
Rüzgarla tozlanan çiçeklerde bile bal arısının meyve tutumunu artırdığı tespit edilmiş.
Erkek organ, dişi organ demek sıkmaz.
Anlaşılır bir anlatım:
Erkek organdan gelen polen dişi organ tepesine yapışarak tozlanma gerçekleşir. Dikkat bu döllenme değildir. Dişi organ borusu poleni yumurtalığa iletir. Dişi organ halen canlı ise döllenme gerçekleşir.
Demek ki tozlanmadan sonra bir de polen yumurtalığa ulaşacakmış. Aradan geçen bir süre var. E peki polen, çiçek açınca ilk günden mi geldi dişi organın tepesine yapıştı?
Hayır, yağmur yağdı 3 gün gitti, 7 gün bulut vardı hava serindi arı kısıtlı çalıştı. çiçeğin 3 gün ömrü kaldı.
Havada normalden sıcak gitti, ılık rüzgar esti çiçek kısa yaşadı.
Demek ki tozlanma içinde hava şartları uygun değilse az sayıda arı da yetersiz kalır.
Demek ki çiçek tozlanma süresi de bir yarış.
Tozlanmadan döllenmeye kadar ki süreç karşısında riskleri de göz önünde bulundurmalıyız. Yani meyveci isek arılarımız da olacak. Arımız yoksa arıcıların arısını da koruyacağız.
Bunları basitçe anlatmak kolay. Gerekirse terimi kendi deyimin yap. Yeter ki anlaşılsın.
Terim kullanmak akedemide veya mesleki alışverişte olabilir ama her yerde olmaz.