Meyveye yatmamış ağaca veya üzerinde meyve gözü olmayan dala halk arasında erkek deniliyor.
Yani alışılmış dilde erkek denilenler, gençlik kısırlığı devresi denilen dönemi geçip verim çağına gelmemiş ağaç veya üzerinde meyve gözü oluşmamış dallardır.
Meyve gözü sürgün ucundaki tomurcukların odun gözünü uyanmasıyla oluşur.
Eğer sürgün uçlarını her sene kesersek dal kısır kalır, meyve gözü oluşturamaz, hep dallanma yapar.
Uç almadan sonra yeni sürgünler uç aldığımız yere yakın odun gözlerinden sürer. Bir dalı ne kadar kısaltırsak sürgünler o kadar güçlü olur.
Yani bu konudan bahsettim diye uç dallandırma yapacağım diye uç almaya kalkarsanız hata yapmayın!
Örneğini de vereyim.
1,5 metre uzunluğunda bir yıllık sürgünün ucunu alırsak uçlardan zayıf dallanma yapar, gövdeye yakın yerlerden sürgün vermediğinden gövdeye yakın sürgünü olmayan, meyve gözü az, yaşlanmış gibi boş bir dal elde edersiniz.
1 metre uzunluğunda bir yıllık sürgünün ortasından keserseniz güçlü sürgünler veren, sürgünleri gövdeye yakın, gövdeye yakın olduğu için dalları bir birine değen karışık bir görünüm elde edersiniz. Böyle bir dalda uç alma ölçüsü: uçtan itibaren dalın üçte biri mesafeden uç kesimi yapılır.
Keserek açı (gövde ve dal arasında ki açı) genişletmek istediğimiz zaman sürgün üzerinden kesme yaptığımız zaman da ilk verdiğim örnek gibi çıplak dallar elde ederiz.
Bu konulara konuyu açtığım için girdim.
Asıl konu, erkek ve dişi ağaç diye bir terim yoktur. Bu halk deyimidir.
Erkek çiçek, dişi çiçek, erselik çiçek vardır.
Dut erkek ve dişi çiçeklerini aynı ağaç üzerinde taşıyan bir ağaçtır. Dişi ve Erkek Çiçekler aynı zamanda olgunlaştığından döllenme sorunu yoktur. Polenleri küçük ve çok olduğu için rüzgarla tozlanır.
Döllenme sorunu fizyolojik olabilir. Mesela bağıl nemin az olması, çok yağış olması, optimal ısının geçilmesi gibi.
Bu yüzden dut suyu aşılama ve dişi ağacı çizdiğimiz bıçakla hemen erkeği çizmek gibi bir uygulama halk arasında inanılan bir uygulamadır.
Yani bu ağaca cinsiyet değiştirmek gibi bir anlam taşıyor ki bu da biyolojik açıdan mümkün değil. Çünkü Ağacın dişisi erkeği olmaz.
Meyve vermeyi engelleyen diğer sebepler,
1. Anaç ve ürünün aşılanması sonucu dallanmanın dik veya yatay dallanma şeklinde olması. Elmada hangi çeşitin hangi anaca aşılanacağının bilinmesi. Bilinmezse dik dalların elde edilmesi. Dik dallarda meyve gözünün geç oluşması.
2. Anaca göre klasik veya bodur veya bodur ağaç elde edilmesi gibi. Bodurlarda ürüne yatma daha erkendir. Çünkü dal gelişimi klasik ağaçlarda fazla olduğu için verime geç yatma olur.
3. Dölleyici çeşitin dikilmemesi.
4. Tohumdan dal üretme sonucu çeşitin adına doğru olmaması.
Aklıma gelen sebepler bunlar.