Birkaç tane arı sokmasına çok ciddi alerjik tepki veren arkadaşlarımızı ve
çok sayıda arı soktuğu için zehirlenen arkadaşlarımızı doktor kontrolüne sevketmiş olduk.
Zehirlenen arkadaşlarımız acil servisteki tedavilerinden sonra daha dikkatli davranarak arıcılığa devam edecekler...
Onların işi kolay…
Sadece birkaç arının sokmasıyla, arı zehirine olan yüksek duyarlılıkları nedeniyle komalara giren arkadaşlarımız ise ilk tedavilerinden sonra, kendilerini iyi hissettiklerinde, bir karar verecekler...
Ya arıcılığı bırakacaklar;
ya körükörüne bir inatla ''ben yeterli önlem alırsam kendimi arılara sokturmam ve bir şey olmaz'' diyerek arıcılığa belirsiz bir süre daha devam edecekler;
ya da kendilerindeki bu yüksek duyarlılık halini yok edecekler ve ondan sonra karar verecekler.
Bu son seçenek uzunca bir tıbbi tedavi (desensitizasyon, duyarsızlaştırma) sürecini gerekli kılıyor.
***
Bu iki gruptaki arkadaşlarımız emin ellerde olduğuna göre, biz üçüncü gruptakiler kendimiz ve komşularımız için neler yapmalıyız?
İlk koşul: Arılar tarafından az sokulacağız. Bu konu önemli; öğreneceğiz.
Arılarımız bizi çok sokmazsa konu komşuyu hiç sokmaz.
Yine de sokarsa.
Arının arıcıyı sokması kaçınılamaz bir olay olduğuna göre… Önce arının iğnesini ve iğnenin devamındaki zehir kesesini tanımamız gerekiyor.
Zehir kesesinin arıdan ayrıldıktan sonra da sürekli zehir pompaladığını unutmamalıyız. Petekli bal ya da çiçektozu arasında her nasılsa kalmış olan bir arı iğnesi bile dişetimize, damağımıza batıp bizi etkileyebilir.
Buna karşın biz alerjisi olmayanlar, birkaç tanecik arının zehirini, zehir değil de hafifce kaşıntı yapan bir madde olarak algılayabiliriz.
Arı zehirinin kokusu kovan yakınındayken diğer arıları alarma geçirir, onları da sokulan yeri sokmaya kışkırtır. Bu nedenle kovanların yanından uzaklaşırken iğneyi de zehir kesesini ezmeden çıkarmamız gerekiyor.
İğneyi çıkardıktan sonra yapmamız gerekenler:
Sulu amonyak çözeltisi sürülebilir.
Sokulan yere soğuk uygulaması yapılabilir.
Antihistaminik jel, krem uygulanabilir.
Antihistaminik tabletlerden yutulabilir.
Olayın ciddiyetine göre bunlar, birlikte ya da peşpeşe uygulanabilir.
Bizde yüksek duyarlılık hali olmasa ve sadece bir tek arı sokmuş olsa bile başımızdan, şakak, boyun, boğaz, ağzımızın içinden soktuysa durum değişir; durum çok ciddi olabilir… (Çok özel ve bir kez olmuş bir olayı arıcı ortağım anlatır durur: Kulağından değil, kulak memesi dibinin arka hizasından, kafasından sokan bir arı yüzünden yere yığılıp kalmış; yüz metre ötedeki komşularına sesini duyuramamış. Şimdi yine eskisi gibi; ayaklarından yirmi-otuz arı soktuğunda bana mısın demez. Başından sokulduğunda ise o olayı hatırlar ve hafifçe endişelenir.)
Başka bir önemli konu daha var:
Belirsiz bir zamanda bizde de yüksek duyarlılık hali oluşabilir…
Normalde yirmi-otuz arı soktuğunda bile hiçbir zarar veremezken ''bir tek arı sokmasıyla bile komaya girenler'' topluluğuna katılabiliriz.
Tüm arıcılarımıza sağlıklı, huzurlu arıcılık yılları dilerim; kendilerine, konuklarına ve komşularına alerjisiz günler dilerim.
Azçok ilgili birkaç link:
https://www.aricilik.gen.tr/index.php/topic,4977.0.htmlhttps://www.aricilik.gen.tr/index.php/topic,662.0.htmlhttps://www.aricilik.gen.tr/index.php/topic,4305.0.htmlhttps://www.aricilik.gen.tr/index.php/topic,833.msg6384.htmlhttps://www.aricilik.gen.tr/index.php/topic,1976.0.htmlhttps://www.aricilik.gen.tr/index.php/topic,793.msg33006.html#msg33006