http://www.efirmam.com/haberDetay.asp?HaberId=488
Bakalım bu işin sonu ne olacak.İnsanların çoğu belki bundan habersiz.
tarım uygarlığının sonu geliyor, küresel ısınma son noktaya ulaştı, iklim göçleri başlayacak, denizler yükselecek, kanser son hızla artıyor, ekonomik felaketler, kitlesel ölümler… liste alabildiğince uzatılabilir. bunların biri yada bir kaçıyla her gün haberleşme araçlarında rastlaşmamak mümkün değil.
"hayır, dünya güllük gülistanlık " gibi bir yaklaşımda bulunmayacağım ama bu uç noktadaki kıyamet seneryolarının -özellikle amerikan kaynaklı olanlar- dünyada bir panik ve korku havası yaratmaktan başka bir amaçla çıktığını zannetmiyorum.
büyük bir algıda seçicilik oyunu bu. normal şartlarda kovanlarının yüzde onu sönen bir vatandaş şekildeki gibi bir haberi okuyunca ertesi gün 2 tane kovanı sönse arıların yok olacağına tamamen kanaat getiriyor. geçtiğimiz yıllardaki gibi bir toplu arı yokoluşu seneryosunda nedense sigorta şirketleri yüzde 10 ile 25 arasında büyümeler gerçekleştiriyor.
1970 yılı ile günümüz kanser vakaları sayıları karşılaştırılıyor her gün televizyonlarda. dikkat ederseniz sayıları, nüfusa oranlarını karşılaştırsalar iki dakika sonra başka bir kanalda gazete de dergide sarımsak ısırgan nar kapsüllerinin satışları şu noktaya ulaşamayacak.
başka kanalda amerikaları bilim adamları küresel ısınmayla alakalı olarak dünyanın sadece 57 yılı kaldığını söylüyor. açlığın patlayacağını beyan ediyor müsebbibi adlarına araştırma yaptıkları küresel petrol firmaları olmasına rağmen.
konsept arı, fazla da uzatmayayım. hatkobi beyin belirttiği üzere umarım insanların çoğu bundan habersizdir. zaten haber de iki sene öncesinin haberi.
sonuç olarak bu güne kadarki tüm felaket haberlerinin fiyasko olduğunu gördüm. umarım bir gün gerçek bir felaketi bildirirken inandırıcı olmayı başarabilirler.
Merhabalar
Albert Einstein(İnşallah doğru yazmışımdır)sadece E=mc2 dememiş arkadaşlar, arılar yok olursa dünyanın 4 yıllık ömrü kalır demiş.Nedenini biliyoruz tozlaşma.
Ama uzaya giden,insanoğlu varroa zararlısına çare bulamıyor.(mu acaba)Zannetmiyorum.bana öyle geliyor ki önce hastalık üretip sonra ilacı piyasaya çıkarıyorlar.Kene(Kırım Kongo kanamalı ateşi),tavuk, domuz, keçi ve kuş gribi,aids ve Afrika 3.dünya ülkelerinde çıkan hastalıklar.
Fikir jimnastiği yapalım mesela varroa zararlısının çaresini bulalım,dünyanın öbür ucundan beni dinleyen izleyen hatta dna mı çıkarabilen teknoloji için zormu?Neyi seviyor bu zararlı, petekteki arı yumurtalarındaki bir maddeyi önce o maddeyi yada kokuyu üretelim.Ürettik diyelim ,küçük bir kutu içine o kokudan koyduk içine varroa girip çıkamayacak şekilde sıvı yada yapıştırıcı,arılara zarar vermesin diyede o kutunun üzerine inceden bir ızgara.Kutuya giren zararlı yapışıp kalıyor.Ne hayal ama…Arkadaşlar 20 yıl önce cep telefonu da hayaldi,selamlar.
Yeryüzünde kurulmuş ve dengesini bulmuş bir doğal yaşam düzeni var.
İnsanoğlu bir şekilde bu düzene müdahale ederse, umulmadık ve önceden kestirilemeyen sonuçlar ortaya çıkıyor.
Arıcılar varrova diye bir şeyi bilmezken, 1970 li yıllarda nasıl birden ortaya çıkmış?
Bal getiren arılar 4 türe ayrılıyor. Birisi bizim bildiğimiz, bilimsel ismi apis mellifera olan. 2 tür ilkel ve açıkta doğada petek örerek yaşıyor. Genelde tropikal iklim kuşağında yaşayabiliyorlar.
1 tür ise Hindistan tarafında apis mellifera gibi kapalı ortamlarda yuva kuruyor. Bilimsel ismi Apis Cerena.
Varrova zararlısı aslında Apis Cerana türü arıların doğal bir paraziti.
Fakat varrova Apis Cerana üzerinde, koloniyi tehdit edecek kadar çoğalamıyor. Sebeplerden birincisi Apis Cerena varrova ile mücadeleyi öğrenmiş, üzerindeki varrovaları temizliyor. İkincisi de varrovanın gözde yavrulayabilmesi için juvenil hormonuna ihtiyacı var. Apis Cerena işçi arı larvalarında bu hormon az miktarda bulunuyor. Bu yüzden göze giren varrova çok az sayıda üreyebiliyor.
Apis Cerananın bal verimi düşük olduğu için, bu bölgelerin insanları bizim bildiğimiz Apis Mellifera türü arıları Avrupadan satın alıp buralara götürüyorlar.
Böylece varrova Apis Cerenanın üzerinden Apis Melliferaya geçerek kısa zamanda bütün dünyaya yayılıyor.
Bu kadar hızlı olarak yayılmasının sebebi, varrovanın Apis Mellifera kolonilerinde kendine çok ideal üretim şartları bulabilmesi.
-
Apis Mellifera varrova ile mücadele etmesini bilmiyor, üzerindeki varrovayı atamıyor.
-
Kuluçka sıcaklığı 35 derece ve bu da varrovanın üremesi için en ideal sıcaklık.
-
Larvaları apis cerena larvalarına göre 4 kat daha fazla juvenil hormonu içeriyor, bu yüzden de 4 kat daha hızlı üreme şansı oluyor.
Lafı uzattım, bilmediğimiz herşeye komplo gibi bakmayalım.
Sebebi hemen anlaşılmayan, parazitler, hastalıklar, virüsler ortaya çıktığında, acaba insanoğlu yine doğal düzenin neresini parmakladı acaba diye düşünelim.
Apis mellifera türü apis cerena türü gibi varrova ile mücadele etmeyi öğrendiğinde böyle bir sorun kalmayacak.
Ama yerine hangi sorun çıkar orası meçhul.
"" konsept arı, fazla da uzatmayayım. hatkobi beyin belirttiği üzere umarım insanların çoğu bundan habersizdir. zaten haber de iki sene öncesinin haberi.
sonuç olarak bu güne kadarki tüm felaket haberlerinin fiyasko olduğunu gördüm. umarım bir gün gerçek bir felaketi bildirirken inandırıcı olmayı başarabilirler. “”
Felaket tabiatın kanununda var. Bize göre felaket. Bilmediğimiz şeyler için gerekli belki. İnsanoğlunun sebep olduğu felaketler açıkça belli değilmi. Nükleer, sanayi kirliliği, petrol, yüksek gerilim vs.