Kesinlikle haklısınız abi.
Arı saldırdığında hareketsiz kalmak; kaçmaktan daha etkili oluyor bence.
Çünkü arı telaşlı hareketleri sevmiyor. direk saldırıyor.
Sakin ve esnek davranmak her zaman için daha iyidir.
Bi kolonide bende var numunelik kapak açılınca ne kadar körük verirsem veriyim körüğü yedikçe sanki daha çok hırçınlaşıyor pantolandan geçiriyor mübarek okudum halil abi yavru bakımı görevi vermiş bende biras bekleyim hele mayıs 15 olsun ben yapacağımı biliyom tüm kolonilere takviye kullanacam yavru baksınlar
Bizim bazı kolonilerde de saldırganlık göze çarpıyor.
Diğer kolonilere gereken her müdaheleyi rahatlıkla yapabildiğimiz halde bir kaç kolonimiz çok sinirli.
Balları var mevcutları var ana da var. Ama kovana 5 metre yaklaşınca hemen saldırıya geçiyorlar.
Bende onları çocuklara benzetiyorum artık :)
Hiperaktif arıcıklar :)
Bekçi arıların zehir kesesi tam anlamıyla gelişmiş vede sokmaya hazır oluyor. İki analı denemelerde ve koloni destek yönteminde bekçi sayısı fazla iken çok sokmaları normal geliyor bana… Pek çoğumuzun yaşadığı temel problem arıya yaklaşmayı bilmeyişimiz ve arıdan korkuyor olmamız. Maske eldiven gibi malzemlerinde temiz ve kokusuz olması gerekiyor. Özellikle siyah çorapların açıkta olması, arının önünde fazlaca durulması, standart çerceve ve kovanla çalışılmaması, zamansız arı açılması, sokulmayı arttırıyor. Sakin çalışmayı, körüğü iyi kullanmayı, körükte çok kokulu naylon kaplamalı kartonlar yakmamayı koloniyi uçuş olmadığı zamanlarda çok gerekmedikçe açmamayı öneriyorum. Ama arı ırkından kaynaklı hırçınlıkları öne sürenler içinde şunu söyleyebiliriz. Ben gerekli her şeyi yapıyorum arım hala hırçın diyorsanız O ana arıları değiştirmek yaklaşık olarak bir buçuk ayda koloniyi değiştirir. Ama dikkat edilmeli çok kaliteli ve gerekli gen kaynakları olabilecek arıları sırf biraz hırcınlar diyerek harcamak bana göre ters.
Şu meşhur Sokmayan arıları çama getirirken bu sene bir deneyelim tutarsa bunlardan ana üreteceğim diyenlerin boş kovanlarını yüklerkenki görüntüsünü, yüz ifadesini ben biliyorum.. Muğla arılar dedikleri sert arıları şikayet edenlerde sürekli muğla arıların içinde bu günlerde.. İki senedir arı açan, yirmi yirmi beş koloniye bakan arıcıların ırk konularını kıyasıya eleştirmelerine her yerde sakin arı aramalarına bir anlam vermiyorum. Helki bazen 4 kolonim var ikisi çok sert diyerek ırk karşılaştırmalarına girenler yüzünden bilgisayarı kapatıp kendimi bahceye zor atıyorum.. Ancak yalanda yok bu başlık altındaki yorumları okudukça ilerleme kaydettiğimizi görüp seviniyorum.
Geçen sene daha sakin olan arılar bu sene saldırganlık gösteriyor.
Bazı kolonileri rahatlıkla inceleyebilirken bazıları yaklaştırmıyor bile.
Neyin ne zaman ne oalcağı belli olmuyor.
Çocuklara değil kadınlara mı benzetmek lazım acep :) Ne kadar anlamaya çalışsan yine anlayamadığın şeyler oluyor :)
Biraz uç cevap olacak ama:
Arı neden sokar önce onu oturup düşünelim, sonra da davrnışlarımızı ona göre yapalım.
Gerekirse banyo yapıp arıya gidelim.
Kokulu sabun şampuan kullanmayalım.
Esans türünden hiç bir koku sürmeyelim.
Arıcılık elbiselerimiz ve takımlarımız sık sık temizlensin, üzerinde zehir kokusu olmasın.
Bakım yaparken ellerimizi eski üzüm sirkesiyle yıkayalım.
Aynı yeri bir iki arı sokunca işi bırakıp orasını iyice yıkayalım.
Koyu renk giymeyelim.
Sıradan arı bakım yaparken hırçınlaşan kovanı kapatalım, uzak bir kovandan bakımı sürdürelim.
Kovanı elden geldiğğince birden çok açıp bakmayalım.
Rüzgarlı zamanda bakım yapmayalım.
Rüzgarlı yerde bakım yapacağımız kovanlarda, yaz aylarında üzerine boş yarım kat bir ballık koyalım.
Körükte soğuk duman bulunsun, arı sıcak dumanı sevmez.
Körüğü kullanırken yatak duman çıkacak şekilde kullanalım.
Körüğü kullanırken sessizce çok yavaş duman verelim.
Kovanı açmadan önce ve açtıktan sonra kovana darbeli bir durumda çarpmayalım.
Bakım yapılırken ve sağımda çerçeve üzerindeki arıları kovan içine değilde kovan önüne silkeleyelim.
Kovan içine silkelenen arı yandaki çerç.eveye çıkıyor, sonra onu bir daha silkeliyorsun.
Bu işlem birden çok olunca arı hırçınlaşıyor.
Sonuç olarak kokusuz, temiz ve özenerek bu işi yapamak gerekiyor.
Hocam elinize sağlık güzel bir çalışma önermişsiniz bu durumlarda saldırırsa kesin benle bi alıp veremediği vardır
güzel tavsiyeler teşekkürler, elimden geldiğince uygulamaya çalışacağım elleri sirke ile yıkama kısmı hariç
daha o kadar cesaretlenemedim :o eldivene devam selamlar.
Sayın Gençünal doğru söylüyor, eczanelerde artık amonyak yokmuş…
Bugün arılığa gittiğimde çakmağımın benzini bitmiş körüğü yakamadım. Olsun dedim iki çerçeve bakıp ineceğim, hemen hallederim. Kattan bir çerçeveye baktım ve katı yana aldım. Kuluçkadan çerçeveyi çekmeye başladığım anda arıların kabardığını hissettim ve hemen geri, yerine tepmeye çalıştım.
Ama ayaklarıma çok fena sarmışlardı. Katı yerine koymadan biraz uzaklaştım ama fazla patıranınca iyice sardılar. Ayak bileklerimdeki iğneleri sayamadım. Kot pantolondan sokanlar -sanırım kotun hareket edince iğneyi hemen çektiği için- fazla yakmadı. Gölge bir yerde bekleyince hızla dağıldılar. Usulca sokulup katı yerine koydum ve doğru eczaneye.
Dedim “amonyak”. Eczacı dedi amonyak tarih oldu sana iğne yapalım. Sonra düşündü sen en iyisi doktora git. “Yapma” dedim ama yetişemedim doktoru aradı. Git dedi bekliyo ayıp olur.
Gittik, bir sağdan bir soldan iki tane iğne. Arılar yetmemişti…
geçmiş olsun allah şifa versin inş.
Bu yıl aldığımız kolonilerden biri çok hırçın.
Yanından geçerken saldırıya geçiyor. Taa ki yanında ki kovanda çalışırken ( arası 2m ) saldırıya geçiyor.
Balı var anası var yumurta da var bol bol. Ama cinsi farklı galiba. Üzerindeki çizgileri ve renkleri farklı.
Dün müdahale edemedik. yaklaştırmadı. Bu akşam bi daha deneyeceğiz bakalım.
Bugün baksam mı bakmasam mı derken kendimi arının yanında buldum. Malum korkunun ecele faydası yok.
Kapağı açtım körük felan kar etmiyor. Bu sefer sakin sakin izledim sokarlarken. Bir tanesi iğneyi geçirebilirse, diğerleri anında o noktaya doluşuyor. Gayet sakin aldım körüğü soktukları yerleri kıyafetlerimi bolca dumanladım. Faydası oldu sanki. Son çare körükte marijuana yakmak sanırım…
Bunun anasını bulmam imkansız. Ana kestirme yöntemi var mı bildiğiniz?
Valla bi çare bulursan bize de yol göster
Dün kontrol etmeye cesaret edemediğimiz 9.koloniye bu gün bakma cürretini gösterdik.
Kapağı açmadan saldırıya başladı.
Aşağıdan 2 tane günlük yumurtalı peteği yukarı çekinceye kadar ortalama 3 dakika içinde mahvettiler
Maskeli olduğum halde pantalondan geçirdi iğnelerini.
İki tane de kafadan attı
Kovanı kapattık,arılığın en uzağındaki kolonilere geçtik. Ancak ne fayda. 9. koloninin arıları orda da ayrılmadı tepemizden.
Diğer koloniler o kadar sakinken bu neden böyle bilemiyorum. Ana var mevcut var balı,kemeri var.
Diğerlerinde her işlemi rahatça yapabildiğimiz halde, 9.koloni bizi yaklaştırmıyor yanına.
Şimdiden düşünmeye başladık, bu koloniden bal hasadını nasıl yaparız diye
balda sakinleşir o koloni bendedevar şu an yanına sokmuyor yine gecen sene balda sakindi selamlar
İnşallah öyle olur
sayın merci benimkiler kattan sonra delirdi arabadan inince takıyorum gözlüğü arabaya binince cıkarıyorum
Bizim bir koloni de var saldırganlık. Diğerleri öyle değil diye şükrediyoruz
Saldırganların koparın kafasını…
Bulsak kopartacağız mı dediniz?
Kolay…
Bir başka koloniden yavrulu 1 çerçeve alın arısız…
2 tane de kabarmış petek…
Saldırgan kardeşi yerinden kaldırın geriye.
Yerine bu 3 çerçeveyi koyacağınız boş bir kovan…
Problem çıkaran tarlacılardan bir kurtulun önce…
Böyle bulmayı deneyin.
Olmadı mı?
Geride kalanı hiç ana arı aramadan cart diye 2’ye bölün…
Meme yapmayandadır ana.
4 çerçevede de bulamadınız mı?
Varile su doldurun ve kovanı içine atın.
benim arılar yüzme bilmiyor ki boğulurlar
Arıların ırkı hırçınlığında etkili olabilir ama , asıl onları hırçınlaştıran bizim hatalarımız yada tecrübe eksiklikleri.
Normalde sakin olan 2 katlı bir koloninin bakımı ile ilgili katı indirdikten sonra. iş bitiminde katı kuluçkalığın üzerine koyarken pekçok arı kovan üst kenarlarında oluyor, katı bırakıp tekrar körüklüyorum uzaklaşıyorlar , ancak ben katı alıp koyuncaya kada yeniden katın oturacağı yer arı ile doluyor. Nekadar dikkat etsemde oradaki arılar ölüyor., arkasından arılar deliriyor.
Bu ve bunun gibi bazı durumlara pratik çözümler hala bulamadım.
Eğer tecrübeli arkadaşlarımız bunun gibi durumlarda yapılacak basit detaylardan bahsedebilirlerse , bize baya yardımcı olacaktır.
Bence başarı küçük detaylarda gizlidir.
saygılarımla