selamlar…
Yakınlarda çevremizdeki köylerden bazı arıcıların arıları kovanları terketmekte bunun sebebi ne olabilir.
Bu köylerde baz istasyonları çogalmakta bununla bi ilgisi olabilirmi.
Bu mevsimdeki kovan terklerinin iki önemli nedeni var.
Birincisi yiyecek azlığı, ikincisi VARROVA.
varova kısmını sormadım ama balının ii oldugunu arılarında güçlü arılar oldugunu sölediler.varova olacagını sanmıyorum ilaçlama yapılmıştırlar bu olay köy genelindeki arıcıların tamamında var 20 tane 15 arım kovanı terketti diyen var
Nereden biliyorlar varroa olmadığını?
Hangi ilaçları ne zaman ve hangi aralıkla yapmışlar?
Şimdi sorduklarınız size şöyle cevap verecekler; benim arılarımda hiç varroa görüimüyordu.
Şimdi sizi orada bir kovanda kışlamak için 12 - 15 kg civarında bal olması gerekir.
Soğuk yerde arıcılık yapıyorsunuz.
Birde o bölgeye yeni gelmiş bir ırksa uyum sorunundan dolayı terkler de olabilir.
Genel yanılgı, 2 duman vurunca varrova mücadelesinin yapıldığının zannedilmesi.
Ya da arıların sırtında varrova görülmeyince varrova olmadığının sanılması.
Arıların terkettiği kovanlarda özellikle yavrulu peteklerin fotoğraflarını çekip yayınlayabilirseniz, tahmin ettiğimiz görüntü varsa, sebebi daha net söyleyebiliriz.
Arıcıların genelinde varrovayı kabullenememe psikolojisi var.
varova kısmında bişey diyemiycem ama bu insanlar yıllardır bu işin içindeler ( tabi arıcılık devamlı yeni konularla karşımıza cıkıyo nekadarda bu işi uzun yıllar bile yapsan) varavo işini yabana atacaklarını sanmam bu konu köy genelinde arıcıların tamamında görüldügü için hastalık falanmı diye düşündüm ama kovanlarda hiç arının kalmaması ölü dahi olmaması biraz enterasan.
varovadan dolayı ölümler olsa kovanın içerisinde arı ölüsü olmazmı.
Kovandaki yetişkin arıların birden bire tamamen yok olması, çevrede kaybolan arılara ait ölülerin bulunmaması veya çok az bulunması; Kolonide kapalı yavru gözleri olmasına rağmen arıların kovanı terk etmesi; Yeterli yiyeceğin (bal,polen) kovanda olmasına rağmen arıların kovanda bulunmaması Koloni Çöküş Hastalığının belirtisi olabileceği belirtilmektedir. Bunların yanısıra mevcut kuluçkaların bakımı için yetersiz işgücüne sahip olması ve arılara yapılan beslemeyi tüketmeye isteksiz davranmaları görülen en önemli belirtiler olarak öne çıkmaktadır.
İşçi arıların birden bire yok olması şeklinde ortaya çıkan Koloni Çöküşünün sebebi araştırıldığında herhangi bir hastalığa bağlanamayıp Koloni Çöküş Bozukluğu Sendromu (CCD) olarak adlandırılan yeni bir durum ile ilişkili olduğu bulunmuştur.
CCD için herhangi bir sebep bulunamamış olmakla birlikte bir çok araştırmacı bu yeni hastalığın tek bir sebebinin olmadığını, bir seri zararlı, patojenler, zirai ilaçlar, viral etmenler ve ilaç kullanımının arılarda hafıza kayıplarına yol açtığını, böylece uçuşa çıkan arıların kovanlarını tekrar bulamadıklarını, arıların ve arıcıların bakım beslemesi ile iklimsel değişikliklerin koloni kayıplarına sebep olduğunu düşünmektedir.
Bazı araştırmacılar bu hastalığa sinir sistemlerini etkiliyerek çalışan yeni sınıf böcek ilaçlarının tarımda kullanılmasının sebep olduğunu da düşünmektedirler.
Kaynak : Fatih Yılmaz " Koloni Çöküş Hastalığı" Arıcılık Araştırma Dergisi, sayı 1, Haziran 2009, ss. 34-35
Çok, çok güçsüz kovanlarda, salgın hastalıklarda dışarıya çıkılmayan kış aylarında, belki kovan içinde arı ölüsü olabilir.
Ölmesi yakın olan arı dışarıya çıkıp ölür veya kovan içinde ölse bile dışarıya taşırlar.
Arılarının gücü yerinde olduğuna göre kovanı terk etmişler.
Varroa hasarı varsa yavrulu çerçeveden de belli olabilir, ama o soğuk yerde şimdilerde yavrulu çerçeve zor bulunur.
Yine de yavru çıkmış yerler iyi incelenirse görülebilir.
yorumlarınız için çok teşekkürler bana anlatılanlar kadarıyla arıların durumunu anlattım. baz istasyonları arılarının yön bulmasını etkilermi bu bölgeye bu 1 ay içerisinde baya baz istasyonu kuruldu.
Arkadaşlar, yıllardır benzeri sorunları çevremizde ve kendi arılığımızda inceliyoruz.
Varrova ile etkili mücadele yapılan dönemlerde bu tür kovan terkleri olmuyor.
Varrova ile yapılan mücadelenin etkisiz olduğu dönemlerde özellikle sonbaharda böyle toplu terkler yaşıyoruz.
Varrova konusundan yüzde yüz emin olunduktan sonra başka nedenler aramak gerekir.
30 yıllık arıcı olunması malesef varrova sorunu olmayacağı anlamına gelmiyor.
Eski arıcılar çok uzun yıllar boyunca tek etken madde ile genelde de duman ile mücadele yapıyor.
Dip tahtasından varrova sayımı yapılmadığı için, etken madde artık etkili olmasa bile, arıcı varrova ile mücadele ettiğini zannediyor.
Bal hasatından hemen sonra varrova mücadelesine başladık.
Arılarımız artık tertemiz olmuş diyorduk.
Dip tahtasına kendiliğinden düşen ya da arılar üzerinde göz temasımız olan varrova olmadı.
Bu rağmen 15 gün önce test amaçlı şerit taktığımız 4 kovanın birisinden 5 saat içinde düşen varrova sayısı 120 kadardı.
Varrovadan yüzde yüz emin olduktan sonra baz istasyonu etkileyebilir mi konusunu tartışmak gerekir.
Yoğun varrova durumunda arılar kapalı gözlü yavruları arkada bırakarak kovanı terkediyor.
geçtiğimiz ay iki kovanımızın altlarında arı salkımı vardı.o esnada varroa ilaçlaması yapıyorduk.acaba ilaçtanmı rahatsız oldu arı diye düşünüyorduk ki.kovan önünde de bir mücadele vardı.ve anladıkki başka bir koloni idi bu gelen, içinde anasıda vardı.ve arının üstü varrao dolu idi.biz ne yaptık bahar da alamadığımız oğula saydık kovana salladığımız gibi hazır elimizde ilaçda var.
Çok mantıklı bir uygulama arılar için bas yavruyu kapat varroa yı terket kovanı peki bu terkde bir nevi kaçak oğulmu sayılır yada diğer saglıklı kovanlara sızıntı olarakmı katılım saglıyorlar anayı imha edip.
şerit varova ilacı kullanmadım bu ilaç kışında arının üzerindemi bırakıyonuz
Eski arıcıların (bir kısmının) bazı şeyleri kabullenmeleri zor oluyor maalesef. Murat beyin de belirttiği gibi varroa mücadelesi denince çoğu arıcının aklına dumandan başka bir şey gelmiyor. On yıllardır arıcılık yapan, üstelik bu işi meslek olarak yapan bazı büyüklerimize kışın arıların temiz havaya ihtiyacı olduğunu, giriş deliği dışında havalandırmaya ihtiyaç olduğunu anlatamıyoruz mesela. Örnekler çoğaltılabilir.
Şeritler en fazla 4 hafta kovanda kalmalı.
teşekkürler.
aynı durum bendede oluştu 50 arıdan 10 adeti kovandan kay boldu ama hasattan sonra oluşan bi olay benimde ilkkez başima geldi ölü yok inceliyorum yogun eşek arısından olabilir düşüncesindeyim tabi hasattan sonra olan bi olay düzen kuramamaktanta kaynaklanabilir ama hasat geç yaptıgımdanda olabilir bizim buralarda birkere hasat alıyoruz ege gibi deyil ayçiçek kanola kestane gibi bişeydaha var düzensiz hasat diyorum şun danda bahsetmek isterim arıcılık öyle kolay bir iş deyil yeni başlayanlar fazla kovanla uğraşmasınlar
pamuk gibi bitkiye çok yoğun oranda kimyasal zehirlerin,ayçiçeği gibi genetik yapısında değişiklik yapılmış bitkilerin polenlerini de suçlamak lazım gibi geliyor bana. Arıların gen bileşimi üzerindeki plazma proteinlerine dönüşümsüz olarak bağlanması sistemi çökerttiği düşünülmelidir. Glikoz…
Buda suçluların arasında ismi anılanlardan olmalı. ülkemiz iklim olaraş eşsiz benzersiz bir yer. kıymetini bilmeliyiz. Bana dedikleri gibi pimpirikli olmalıyız. Bu arada bazı konularda büyüklerimizi eleştirmiş olsamda bu olaylarda kesinlikle art niyetimin olmadığını bilsinler. Herkes çok şey bilecek diye birşey yok. Artı ırk yada ana arı konusunda kesinlikle maddi rant için konuşmam. kırdığım kişiler olduysa özürdilerim. Ama yanlış olarak yada eksik olarak gördüklerimi tamamlarım bilesiniz. Hepinize 2013ün sağlık huzur ve mutluluk getirmesi dileğiyle…
Yoğun varroa durumunda arılar kapalı yavruları terk ediyorlarsa bu yaşamak için yapılan bir hamle olmalı,kovanda kalmak bu durumda ne vahim bir durum arıcılar bunu artık hafızasına kazımalı.
Arılarda kendilerini geliştirip,varroalı yavruları söküp atsalar iyi olaçak
Sayın umut:
Art niyetli olduğunuzu düşünmüyorum ama bilme konusuna gelince büyüklerin deneyimlerinin sizden daha çok olduğunuzu düşünmelisiniz.
Bu formada hiç kimse bu güne kadar ben çok bilirim deyip yorum yazmadı.
Yaş durumuna bakmadan hepimiz birbirimize saygılı davranırız, sanırım bu formun da en belirgin özelliğidir.
Doğru bildikleriniz anlatmanın çok daha yumuşak ve güzel yolları vardır.(tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır)
Bildiklerinizi incitmeden anlatmak ve tartışmak iyi bir yoldur, bu yolu seçeceğinizi düşünüyorum.