bu oğul kimin...

arkadaşlar… arıcılar olarak hiç birimiz fazladan arıya hayır demeyiz bu sebeple tesadüfen denk gelmiş olduğumuz bir oğul olsa ne yapmalıyız… yakınlarda bulunan arıcı arkadaşa haber verilmesimi gerekir yoksa ben buldum benim oldu şeklindemi davranmalıyız… bu konunun iş adabı nedir… kimsenin arısında gözümüz yok ama bana denk gelmeseydi bu oğul kaybolup giderdi şeklinde düşünenlerde haklı ama çıkan oğulu takip edememiş veya haberi olmayan arıcıda haber verilmesi durumunda kim bilir ne kadar çok sevinir…

birde konuya dini açıdan yorum getirmek isteyenler lütfen buyursun… ganimet diye adlandıra bilirmiyiz bu oğul konusunu… saygılarımla

‘‘ilk ben gördüm benim olsun’’ mantığının yanlış olduğunu düşünüyorum. Ya bu oğulun ne zaman çıkacağı bilinmiyormu. mesela ben hafta içi çalışıyorum oğulu yakalayamam heralde değilmi.

bu konuda ne yapılıyor aceba en çok kafama takılan konu.

Oğul konusu bazen insanları karşı karşıya getirebiliyor.
Köylerde eğer arıcı kendi oğulunun peşinden takip edip geliyorsa kimse itiraz etmez.
kendi bahçesine gelmiş ve nereden geldiği belli olmayan yani geldiğini kimse görmemişse o oğulun kullanma hakkı bahçe sahibinin oluyor.

Çalışanlar için büyük sorun çıkan bir oğul konduğu ağaç dalında veya yerinde 20 saatten pek fazla kalmazlar, haftada beş gün arıya bakamadıklarına göre çok sayıda oğulu kaçırırlar

;)selamun aleyküm bızım buralarda arı bulanındır derler tabıkı sahıbı yoksa kımse kımsenın arısında gözü olmaması gerekır şöyle düşünün aynışey sizin başınıza gelseydı sahıbını bılıyosan haber vermek lazım biz onlara çocuklarımız gibi bakıyoruz ortada verilen bir emekvar allah doğruyoldan ayırmasın kımseyı herkese hayırlı bır yıl dılerım bolmahsuller inşallah

Arıcılıkla ilgili mevzuatımız yeteri kadar düzenlenmediği için, bu tür konularda da toplumsal mutabakatımız malesef yok.

Çeşitli yerlerde farklı uygulamalar var. Mesela oğulun hangi kovandan çıktığı biliniyor, sahibi biliniyor ama gelip başkasının kovanına girmişse, kovan sahibi artık bu benim diyor, hak iddia ediyor. Bu mantıkta olan uygulamalara rastlıyoruz.

Batı mevzuatında oğul kesinlikle sahibinindir bu kanunla düzenlenmiş. Arıcıların çıkan oğulu takip etme, bu esnada özel mülke girme hakları kanunla korunmuş.

Hatta oğul arıcının olmadığı bir zaman çıkıp, başka birisi tarafından tutulmuşsa bile arıcı bu oğulun kendisine ait olduğunu iddia edebiliyor, ispatlaması halinde geri alabiliyor.

Aslında olay karışık gibi görünse de, mantığı çok basit. Sürüsünden kaçan bir kuzu, hangi bahçeye girdiyse artık o bahçenin sahibinin olmuyor.

evet kanunlarla herşeyin desteklenmesi gerek ama malasef ülkemizde bu konuda çok eksikler var… işin kanun kısmınıda geçelim ben şöyle düşünüyorum… insanlar birbirlerini sevmeli arıcılar dahada çok sevmeli ve yardımlaşmalı… oğul kiminse yakalamalı hatta gerekiyorsa kendi kovanımızla birlikte sahibine vermeliyiz… insanlık arkadaşlık ve iş adabı budur… doğruluk ve dürüstlükten Allah kimseyi saptırmasın… iyilikten kimseye zarar gelmez faydasını görürüz… saygılarımla

Arıcılıkta ilk oğulumu maalesef kovanıma alamadım.Konu ile alakalı bir anım var.Hatta konuyu o zaman ben açayım dedim ama kısmet olmadı.Gelelim ilk ve kaçan oğulum akıbetine.
Arıcılığa nisan 2008 de başladım.Netten edindiğimiz bilgilerle ,tavsiyelerin üzerinde kovan sayısı ile 7 kovanla başladım.Planım hem biraz bal üretip reklam ve tanıtım ve de arı çoğaltma.
Çoğaltmayı okuduklarımıza uyarak suni bölme ile yapmaya başladım ve tabii oğula karşıydım.Çünkü devlet memuru olduğumuzdan dolayı zaman fakirliği.Neyse sanırım haziran başı cuma günü ikindi vakti 2 kat ballığı olan kovanın birinin ana memelerini döşediğini gördüm Acemiyim ilk defa başıma geldi akşamda oluyor kovanı kapattım yarın ustaların tavisiyesine göre çaresine bakarız.Akşam nette Halil Bey e anlattım.Yapmamız gereken tercihleri anlattı ve en son da ''yarın arılığında oğul bulabilirsin ‘’ dedi. Ertesi gün 9 gibi arılıktayız.Önce etrafı teftiş oğul arıyoruz.Otların içinde kalmış beğenmediğim eski bir kovana arıların girip çıktığını gördüm(Eskişehir yakın olsa Halil beyden şüphelenecem),içinde bana bu kovanla gelen kötü petekler vardı.Bir açtım 5 çıta arı.Hemen aklıma Halil Bilen in dediği geldi.İlk oğulumuzun bizi yormadan kovana girdiği kanısına vardık ve sevindik.Geldik ana kovana 30 çıtalı arı ve bir çok çıtada çok sayıda ana memesi.Fakat arıda eksilme hissetmedim.Arı çoğaltmayı düşünüyordum acemi için uygun fırsat bende 3 bölme yaptım.Bu kovanım 4 kovan oldu birde benim sandığım oğul 5. Diğer kovanları incelemeye başladım.Benim kovanların bakımı biterken arılık ta 1 kovan arısı olan öğretmen arkadaşımda geldi.Onun arısını başka yerden almıştık benimkilere göre daha saldırgandı.Beraber onu da açtık.O da nesi,bu kovanda döşemiş ana memelerini,o misafir olduğu için çoğaltmayı düşünmüyor du bölme yapmadık 2 tane meme bıraktık diğerlerini bozduk.Arısı çok kalabalıktı arkadaşın kovanın ,arı mevcudun azaldığını hissettim.Benim kafa karıştı 2 oğul vermiş gözüken kovan var 1 tane oğul.Ben 2 aylık tecrübemle bulduğumuz ve kovana girmiş oğulun arkadaşın olduğuna kanaat getirdim(eksilmesinden ve arının davranışından).O hiç anlamaz arıdan,ben 2 aylık arıcıydım ama çok okumuştum bilgisyardan.Oğulu arkadaşa verdim.
Olaydan yaklaşık 15 gün sonra duydumki bizim arıların oğul verdiği günlerde yan komşumuz(yaklaşık 7 yıldır arısı var-arıcı değil-)bacasında oğul görmüş arılar bacadan eve sarkmış almaya kakmış alamamış duman verip kaçırmışlar diye duydum.Bir süre sonra yüzyüze gelince bana da itiraf etti galiba senin oğuldu diye.Komşumun arıları olay yerine göre terste ,civarda yakın arılık yok ,benimkilere yakın biryerde ve de kendisi devamlı arıların içinde olduğundan kendinin olmadığını biliyor.
Bu durumda eğer hakkım ise ben kesinlikle hakkımı helal etmicem.Arısı olmayan bir komşum olsa hevesi varsa onun olsun diyebilirim.Ben bana göre hatırı sayılır yatırım yapmışım.Kendisinin yıllardır arısı var bana para ile vermedi arıyı teklif etmiştim,artı komşu hakkı bana yıllardır balını bile tattırmadı.
Büyük Şefin mantığı çok doğru kanuni düzenleme varmı yokmu nasıl bilmem ama.Komşunun bahçeye kaçan kuzu ,buzağı, civciv komşunun oluyormu ki arı gittiği veya konduğu yerin sahibinin olsun.Sahibi belli ise oğul sahibinindir bence.
Kusura bakmayın b iraz uzadı.

Kulak çınlamasının bir çok sebebi olduğu söyleniyor ama bu sefer neden çınladığı anlaşıldı.

arıcı kiş oğul kaçırmaz. kaçmaması için önlemlerini alır. dolayısıyla en iyi oğul yakalama tekniği, oğulu kaçırmama tekniğidir.

Arkadaşlar aranıza yeni katıldım,bende bu işe merak saldım ve iki arkadaş ortak iki kovan satın aldık tam hevesle başladık bu gün malesef kovanlarımızın oğul verdiğini başkasından duyduk bizim arılar 500 metre ileride bir akasya ağacına konmuşlar biz vardiyalı olduğumuz için başında duramadık duyduğuma göre bir arkadaş oğulları toplayıp almış ve götürmüş inşallah geri alabiliriz elimde hazır kovanda yok hafta sonu olduğu için ne yapacağımı şaşırmış :o durumdayım acaba bir kutunun içinde iki gün idare edebilirlermi :frowning: ?

Mukavva kutuya koyun ve uçuş deliği açın. Biraz petek örerler oraya ve sizin kaybınız bu olur.

Evet genelde kalmazlar ama acemi sansi da olabiliyor :slight_smile: benim 2 tane ogul 2gun dalda durmustu. Böyle uç örnekler de çıkabiliyor bazen. Ayrica saga sola koyulan bos kovanlara bir kaç tane kabartilmis eski petek koyulunca da icine girdiklerini görmüştüm. En iyi oğul kendi kovana girendir :stuck_out_tongue:

benim stajer bir avukat arkadasım var muhabbet ederken laf lafı açtı konu benim arıcılığa geldi ve kendisine son sınıfta iken imtihanda sorulan bir soruyu anlattı

soru şu : boş bir kovana civardan nerden geldiği tam olarak belli olmayan yada sahipleri şüpheli olan arı geliyor ve o kovana giriyor bu durumda arı kimin hakkıdır…

cevabı şuymuş :

kovan sahibi kiminse onun oluyormuş çünkü arı doğası gereği yer değiştirebilen evcilleştirilemeyen hayvan sınıfına tabiymiş ( tam olarak ne demek istedi anlamadım ) sonra bana denizclik kanunundan da örnek verdi mesela nasıl ki denizde başıboş bir tekne yada gemi bulunursa sahibi o bulan kişi oluyor bu da ona benzer dedi…

neticede bu konu üniversite de sınavlara bile girmiş :slight_smile:

Bizde eskiden fenni kovan yokken Oğullar için arıcılar arasında kurallar vardı
Birinci sıstem;Arısı olan herkes ağaçlara kovan çekebilir ,içinde koku,oğul cezbedici birşey konulmaz ve çıkan oğul kimin kovanına giderse oğul onundur.Bu sıstemde bazen heyet kovanlarda koku olma şuphesi olanları kontrol eder kural dışı bir durum gördümü o kovanı ağaçdan aşağı atar .oğul mevsimi başlamadan bazı seneler camıde hocaya kural dışı davrananlar için beddua ettirilirdi .arısı olmayan oğul yakalamak için hıç bir zaman petek düzenleyemez.
İkinci sıstem;Bu sistemde oğul yakalamak için çekilen kovanlarda oğul cezbedici şeyler koymak serbest,ama oğulun sahıbı oğulun peşine gelir ise o sene arıcılar tarafından normal oğula verilen değeri oğul sahıbine vermek zorundadır,oğulun büyüklüğü küçüklüğü göz önüne alınmaz ,mevsim gözönüne alınır.
Şimdi ise kovanlar fenni olduğu için arıcının koymuş olduğu oğul yakalama kovanına oğul gelirse sahıbı aranır sahıbı çıkarsa oğul ona verilir çıkmazsa kovan sahıbıne kalır , bu arı beleş geldiği için gönlünden kopan bir parayı bir hayır kurumuna bağışlar.

Arkadaşlar merhaba! Birkaç arıcının arıları bir arada ya da yakın. Bir oğul çıkmış dala konmuş. Benim arılardan mı çıktı, senin arılardan mı? Nasıl bileceğiz? Bizim buralarda babadan kalma yöntem var. Resimlerle daha iyi anlaşılacağı için bağlantı ekliyorum.

http://manavgatliarici.blogspot.com/search/label/Oğullayan%20kovan%20nasıl%20bulunur

Sayın Ali Varol:

Şükür kavuşturana desek olur.

Çoktan beri görünmüyordunuz.

Hoş geldiniz.

Etkili ve bilgi içeren yazılarınızı özledik.