AMATÖR ARICILIKTAN SÜPER AMATÖRLÜĞE GEÇİŞ HİKAYESİ
*
GİRİŞ
Bir şeyi ya herkesten iyi yapacaksın, ya da kimsenin yapmayacağı işi yapacaksın, sözünün doğrultusunda kursa yazıldım…
Katıldığım kursta benim dışımdaki herkes arıcılığı yemiş-yalamış-yutmuş…sadece belge almak için ara-sıra HEM’e geliyordu…
Tek zavallı bendim…Bazen soru soracak olduğumda " bu salak gene soru soruyor" bakışlarıyla, sözlüye kalkmamak için küçüle küçüle sırada kaybolan tembel öğrenciler gibi dersin bitmesini bekliyordum…
Yaşlı kurs hocası ilçede bu iş için belgesi olan tek kişiydi…Flaş bellekten önce anlatacağ…pardon okuyacağı dersi 15 dakikada buluyor, sonra da bi güzel okuyamıyordu…
Birlik Başkanının özürler dileye dileye araya girip fikrini söylediğinde küsüyor ve hocamızın anlaşılmaz anlatımları, daha anlaşılmaz hale geliyordu…
…
2013 yılında Halk Eğitim Merkezindeki Arıcılık kursunu bitirdiğimde “hiç arı görmeden” arı yetiştiriciliği belgesi alan nadir insanlardan biri olduğumu düşünmüştüm…
Muhtemelen bu belgeyi arılarıma gösterdiğimde arılar saygısından ;“abi, adam okumuş çocuk… romatizmal hastalıklarını tedavi etme dışında kimse iğne vurmasın” diyeceklerini düşünmüştüm…
Nitekim yanılmadım…
Bendeki romatizmanın iflah olmaz olduğunu tespit etmiş olmalılar ki; gelen vurdu…giden vurdu…
Devlet koskoca belge vermişti…Bundan sonrası sadece teferruattı…
Tanıdıkların tanıdıklarını devreye sokarak 6’şar çerçeveli 5 kovan aldım…
Ailemize ait tarlanın kıyısına konuşlandım
yeni araba alanların , koltuklardaki naylon kılıfları çıkarmaması gibi arılarıma özen gösterdim ve şaşırmasınlar(!) diye kovanların önüne farklı renkte kağıtlar iliştirdim…
Şaşırmalarını istemeyiz değil mi?
Aslında arıcılık yapmaya çalıştığım bölge bana göre çok değerli…
Fakat daha önce arıcılık yapan tanıdıklarım "bu köyde arıcılık yapılmaz…hele senin gibi fantastik sabit arıcılık hiç yapılmaz " dediler…
Sebebi ise şu; artık kimse tarla ekmiyor…ne gündöndü (ayçiçeği)…ne mısır…ne de kabak…dolayısı ile ovaya gündöndüye gitmezsem Ağustos ayı itibari ile arılar açlıktan öleceklerdi…
Teşekkür ederim Hüseyin bey…
Düzenleme yapılmadan ve bazı iletiler silinmeden önce hayırlı olsun dileğinde bulunan saygıdeğer üyeler olmuştu…
Bu vesile ile onlara da teşekkür eder saygılar sunarım…
cemal bey bende gecen sene 2 kovanla arıcılığa başladım cevrendeki arıcılar burda bal olmuyor dediler… sonradan öyrendim bana bal olmuyor diyen insanların en azında 15 en çok olanda 70 sandık var … birde bal olsa her halde 1000 sandık yapacaklar benim 2 kovanım onlara çok geldi sanırım
sayın bucalı1975
Film her yerde aynı demek ki…
Fakat benim konuştuğum arıcı abiler(!), akçaağaç, meşe, böğürtlen ve yabani sarmaşıktan arıların faydalandığını bilmiyorlardı…
Allah izin verirse bölgemdeki polen ve nektar kaynaklarından bahsetmeyi düşünüyorum…
Arıcılığa başlamadan önce çok iyi bir saha araştırması yaptım…
Önce internette, sonra çevrede fiyat/kalite/sağlık gibi kriterleri ele alarak öne çıkan kovan ürünlerini inceledim…
(Vize) İlçe Arıcılar Birliği üyelerinin görüşlerini aldım…Ki şunu söylemeliyim ki buradaki arıcıların çoğu bilgi saklamıyor…Bildiğini kesin doğru olarak kimseye dayatmıyorlar…genelde “bana göre, bence” gibi ılımlı ifadeleri kullanmaya özen gösteriyorlar…
Yerel bir arıcı olan ve aynı zamanda profesyonel marangozluk yapan bir arkadaş önce telefonla, sonra yüz yüze görüştüm…
Aklıma yattı…İstediğim zaman kovan temin edebilecektim…
Teşekkür ederim sayım Moderatörüm…
Gerçekten yer güzel…Tamamı bize ait ve dört bir yandan 250-500 metre yakınımızda komşu tarla yok…Orman içi arazi, su; 100 m. kaynak(lar), 150 metre dere, 500 metre İSKİ barajı
Bu da bizim küçük arıcı Ahmet Tarık bey…
Arıları seviyor, meraklı ve sadece “bal” yiyor…
“Polen” görmeye bile dayanamıyor…Bir türlü ikna edemedik…ben de ısrarcı olmadım.
Ki ısrarcı olsam ne olacak!
Zamane çocukları …
İllaki kendi hakları!
Teşekkür ederim Erol bey,
Biliyorsunuz Kıyıköy turizm bölgesi olduğu için bozulmaya müsait…her ne kadar şimdiye kadar direndi ise de nereye kadar?..Meçhul…
Bazı resimlerin gözükmemesi… büyük ihtimalle benden kaynaklanıyor…
Bir yerde sürekli aynı hatayı yapıyor olmalıyım.
…
Diyordum ki…
Üstad Mehmet bey’den uyarı ve ipucu geldi…
bakalıım…
Bu benim lk polenlerim…
Sadece hafta sonu saat 10-12 arasında iki saat çalıştırdım…
Ve derin dondurucuda küçük kavanozlarda biriktirdim…kendime ve eşe dosta…tadımlık…
