arkadaşlar giresun’ da alçak rakımlarda kestane balından başka bir bal çeşidi üretilemez. kestane balı uzun yıllar kristalleşmemesi ile bilinen bir baldır(normal üretim ve ambalajlama şartlarında). bu yönü ile giresun’da kristalize olmuş ballara(kestane balı) hileli gözü ile bakılır. kestane balı normalde koyu yeşile çalan kahverengidir. sade yendiğinde boğazı yakar, viskositesi ise biraz akışkandır. nemli iklimden dolayı hasat etmeden önce suyunun uçurulması için bekleme süresi fazla olabilmektedir. kestane balı arıların kış besini için çok uygun değildir. şekerle takviye beslemesi yapmak gerekir.
1- kestane ağacının genel ormanaltı bitkisi yöremizde karaağu ve sarıağu diye bilinen rhododendron bitkisidir. bu bitkinin balı zehirlidir(deli bal). mayısın ortalarında çiçeklemeye başlayan bu bitkinin balı, haziranın ortalarında çiçeklemeye başlayan kestane balına karışabilmektedir.
2- bazı senelerde akasyadan da bolca nektar gelebilmektedir.
3- kestaneler çiçeklemeden önce bu ballar ve diğer muhtemel beslemeler kestane balına karışırsa balda koku, renk, tat, kristalleşme gibi bazı özellikler değişecektir.
4- en önemlisi ise mayısın 10-30 u fındıkta yoğun ilaçlama zamanıdır ve bu ilaçlama tüm arıcıları tehdit etmektedir…
bu 4 sebep dolayısıyla; giresun’un alçak rakımlarında (yaylalar ve iç kesimdeki ilçeler hariç) üretilen polenler kesinlikle insan sağlığında kullanılmamalıdır (özellikle havaların müsait olduğu yıllarda).
bazı senelerde arılar mayıs ayında yağmur ve soğuktan aç kalabilmektedir. bu durumda zaten bal ve polen toplanamaz. kekle beslemek uygundur.
ancak; bazı iyi giden senelerde ise bu karışık ve ilaçlı ballar bir ballığı doldurabilmektedir. bu durumda yapmanız gereken işlem ise kestaneler çiçeklemeden önce ballıktaki yabancı balları almaktır.
Sayın canikov slm ben tokatın Pazar ilçesindenim burası rakım olarak 600 küsür buaralarda eskiden bulunmayan fakat yeni yeni gördüğüm ve adına at kestenesi dedikleri bi ağaç var çiçeklendiğinde arılar yoğun ziyaret ediyorlar, bu yabani kestanemi acaba.Meyveleri yine kestaneye benziyor sanırım biraz iri vede sert birazda oval görünüşü iri yassı fındığı andırıyor.Biraz topladim ve sağa sola ekmeyi düşünüyorum acaba bu ağacın balıda kestane balı gibi olurmu yoksa boşunamı uğraşırım yanıtlarsanız sevinirim saygılar.
ancak; bazı iyi giden senelerde ise bu karışık ve ilaçlı ballar bir ballığı doldurabilmektedir. bu durumda yapmanız gereken işlem ise kestaneler çiçeklemeden önce ballıktaki yabancı balları almaktır.
Sayın canikov ballıktaki ilaçlı bal konusunu anlayamadım da. Arı ilaçlı balı ballığa koyabilir mi.
sayın mesto3:
tatlı kestanenin çok sık dikenleri olur. kendiside çok tatlıdır. balıda baya meşhurdur.
at kestanesi ise daha seyrek dikenli olur, balının ise kalitesiz veya 2. sınıf olduğu kaynaklarda yazıyor. at kestanesi yenmez. birinde yemeye çalıştım ve tattığıma bin pişman oldum. (resimleri için google amcada aratırsan bol bol açıklama bulursun)
sayın murat_e:
arını üstünde ballık ve bal varken şuruplama ihtiyacı doğabiliyor. şurubun içine karışık olarak verilebilen ilaçlar ve vitaminleri arı depolayabilir. ballık varken neden besleme ihtiyacı doğar demeyin sakın. yağmurlu giden mayıs aylarında çok rahat olabiliyor, hatta son üç beş senedir devamlı oluyor.
1-İlaçlamaya vurgu yapıp Giresunda şu rakımın altında şu zamanda yetişmiş bal atılmalıdır demişsiniz.
2-Ardından kekle beslemek uygundur demenize rağmen, “ballıkta çalışan arıya” verilen şurubun içeriğinden dolayı yenilmemelidir demişsiniz.
durum geçerli ise bu uyarıyı sadece Giresun için değil bütün fındık tarımı yapılan iller için yapmalısınız (Trabzon, Ordu, Rize, Sinop, Kastamonu, Artvin, Zonguldak, Sakarya, Kocaeli, Bartın, Düzce, Samsun.).
Yok 2. durum geçerli ise bu tamamen şahsi bir uygulamadır, sadece sizi bağlayıcı niteliktedir.
sayın tabanca;
bal atılmalıdır diye bişey yazmadım.
2. maddeniz kendi uydurmanız olduğundan bişey demiyorum.
diğer illeri isterseniz siz uyarabilirsiniz.
bardağın sürekli boş tarafını inceleyenler, bir süre sonra dolu tarafını göremez olurlar. understand?
saygılar…
durum geçerli ise bu uyarıyı sadece Giresun için değil bütün fındık tarımı yapılan iller için yapmalısınız (Trabzon, Ordu, Rize, Sinop, Kastamonu, Artvin, Zonguldak, Sakarya, Kocaeli, Bartın, Düzce, Samsun.).
Yok 2. durum geçerli ise bu tamamen şahsi bir uygulamadır, sadece sizi bağlayıcı niteliktedir.
Diğer illerde Giresun ilimizdeki kadar fındık bahçesi olsaydı amblemleride çotanak olurdu,istersenizbi googl de araştırın ne kadar fndık arazisi olduğunu ne kadar fındık hasat edildiğini…
başlığı oku mücahit! bana ne findık tarımı yapılan illerden. yazdıklarım ilimizi bağlar.
giresun fındık üretimi türkiye üretiminin 1/5 i kadar, ordu ise 2/5 i kadardır. dikili alanlar da üretimle orantılıdır.
git googleden sen araştır. ben zaten biliyorum.
ayrıca: amblemle üretim miktarının ne alakası var? kullandığın uslup ve argümanlara dikkat eder misin.
kendi adıma arıları mayısın başında fındık bahcesinin oldugu yerden kaldırıp ormanın bol oldugu yere götürüyorum sebebi ise zehir bulaşması falan degil fındık bahcesinin oldugu yerlerde yeterli ormanlık olmaması,kestane balını sevmemem hocam sen hiç deli bal yedinmi ben yıllardır orman gülü balı yaptırıyom daha bi deliligini görmedim
Attirmayin artik su ilaci !
Sizin de bahceniz vardir, ysziktir atmayin artik, konusun atanlarla, lobi yspin. Bir iki kisi derken atmayanlar cogaldikca onlardan goren atanlar da belki atmamaya baslar .
Ben atmadam komsum atiyor diyen kendi babama 5-6 sene de surse attirmamayi basardim. Birakin olsun goruk, delik. Inanin ilaca , emege verilen para o goruklari delikleri karsilamaz ! yerdehele olen kuslari, zehirledigimiz dereleri, Karadenizi , topragi hic degmez. O yedigin hamside, mezgitte, istavritte attigin ilac sana geri donuyor. Sen denizde baligin sadece asiri avlanmafa mi artik kalmadigini saniyorsun !
bahcenden topladigin pancarinda fasulyende her yerde. Inanmayin ziraatcilere, tuccarlara. Ilaclari bunlar getirip satiyor !
Bala varroa ilacinin bulasmamasi icin capa gosteriyorsunuz degil mi ?
findik olan yerlerde bulunmus arilarinizdan yediginiz ballarin hepsi findik ilaciyla bulasik!
Deli Bal zehirlenmesi Rhododendron familyası bitkilerinden beslenen arıların ürettiği balın tüketilmesiyle ortaya çıkar. Rhododendron zehirlenmesi, deli bal zehirlenmesi veya grayanotoksin zehirlenmesi gibi isimler alır.
Türkiye başta olmak üzere İspanya, Portekiz, Japonya, Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Nepal ve İngiliz Kolombiyası’nda Rhododendron familyasının 750’den fazla türü bulunur ama her türünde grayanotoksin yoktur[6,7]. Toksin ihtiva eden türler arasında Türkiye’de özellikle Doğu Karadeniz’in dağlık kesiminde, en çok Rhododendron ponticum ve Rhododendron flavum türü bulunur. R. ponticum mor renkli güzel çiçeklere sahiptir ve halk arasında orman gülü olarak bilinir. R. flavum türünün çiçekleri sarı olup daha çok kurak yerlerde yetişir.
“Deli bal zehirlenmesi, Rhododendron çiçeklerinden üretilen ve grayanotoksin içeren balın tüketilmesiyle ortaya çıkar. Grayanotoksinler nitrojen içermeyen polihidroksil hidrokarbonlardır ve hücre membranlarındaki sodyum kanallarına bağlanarak etkilerini gösterirler. İnsanda zehirlenme belirtileri doza bağlıdır ve birkaç dakika ile iki veya daha fazla saat süren latent bir periyoddan sonra ortaya çıkar. İlk belirtiler, tükürük sekresyonunda artış, kusma, ağız çevresi ve ekstremitelerde parestezidir. Tipik zehirlenme tablosu; sindirim sistemi irritasyon bulguları, hayatı tehdit edebilen bradikardi ve hipotansiyon ile santral sinir sistemi etkilenimi bulgularıyla oluşur. Bal yeme öyküsü ve klinik bulgular grayanotoksin (asetilandromedol) zehirlenmesine işaret eder. Kesin teşhis kromatografi ile veya mikroskopta Rhododendron polenlerinin görülmesiyle konur. Tedavi semptomatiktir. İntoksikasyon genellikle 24 saatten fazla uzun sürmez ve erken tanınıp tedavi edilirse nadiren ölümcüldür.”