Kuyuya taşı attık, kaçmak olmaz. Bilinen ve yaygın olarak kullanılan sözcüklerde TDK sözlüğüne başvurmak daha doğru geldi bana. Bu tanımlar üzerindeki tartışmalar, eğer bir katkı sağlayacak ya da bir yanlış ifadeyi düzeltecek yönde olursa eminim TDK Sözlük Kolu’nun da dikkatini çekecektir. Bu genel sözcükler üzerinden yerel sözcüklere ulaşmak daha kolay olur diye düşünüyorum. İlginç olan, çerçeve sözcüğünün arıcılıkla ilgili hiç bir anlam içermemesi ve propolis sözcüğünün sözlükte yer almaması. Gömeç/kömeç gibi kimi yaygın sözcükler de derleme sözlüğünde maalesef yer almıyor. Bu eksiklikler de forumdaki çabayı daha değerli kılar sanırım. diğer yandan, derleme ve Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü bazı maddeleri çok kapsamlı olarak aktarıyor. Basra kelimesi buna iyi bir örnek: http://www.tdkterim.gov.tr/ttas/?kategori=derlay&kelime=basra
Bakalım temel sözcükleri TDK sözlüğü nasıl tanımlamış:
arı : (II) a. hay. b. Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica).
çerçeve : Far. ç¥r + ç°be a. 1. Resim, yazı, ayna vb.ni süslemek veya bir yere asılabilecek duruma getirmek için bunlara geçirilen kenarlık: “Duvarda bir çerçeve asılıdır ki çarpıktır, düzeltemezsiniz.” -R. H. Karay. 2. Kapı, pencere ile bunların cam veya tablalarının yerleştirilmiş olduğu kenarlık: “Pencerenin geniş çerçevesi yıldız salkımlarıyla dolu.” -Y. Z. Ortaç. 3. mec. Bir konunun, bir düşünce alanının sınırları veya bu sınırlar içindeki alan: “Boğaziçi’nin böyle bir medeniyet çerçevesi içinde geçen hayatı ne güzel ve mükemmeldir.” -A. Ş. Hisar. 4. Beden eğitiminde asılma ve tırmanmalar için kullanılan araç.
çıta : a. (çı’ta) Düzgün biçilmiş uzun ve ensiz tahta.
kovan : a. 1. Fişeğin kapsül, barut ve kurşun taşıyan yuva bölümü, kapçık: “İşte, etrafa yayılan top kovanları, kırık tüfekler, fişek yığınları…” -H. E. Adıvar. 2. Çoğunlukla toprak veya tahtadan yapılan arı barınağı. 3. hlk. Yayık.
larva Lat. : a. (l ince okunur) hay. b. Kurtçuk.
petek : a. 1. Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı, düzgün altıgen ağızlı bal mumu yuvacıklar topluluğu. 2. Bu yuvacıklar topluluğunun bal olmayanı. 3. Isıtma tesisatında ısı dağıtımını, içinden sıcak su geçerek sağlayan dilim, radyatör: Kalorifer peteği. 4. mim. Minarelerde külah ile şerefe arasındaki bölüm. 5. hlk. Balçıktan yapılan ve dikine duran sandık biçimindeki tahıl ambarı. 6. hlk. Arı kovanı.
Bu sözcük, Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü’ne göre ise kimi yörelerde arı, kimi yörelerde ise kovan anlamında da kullanılıyormuş.
pupa İng. pupa
Böceklerde larva ve imago arasındaki ikinci gelişim evresi. Tam başkalaşım görülen böceklerin hayat devresinde larva evresinden sonra gelen ve larvanın koruyucu bir kılıf (koza) içinde muhafaza edildiği, hareketsiz göründükleri, larvaya ait organların otolizle yok edildiği, ergin organlar geliştiğinde, ergin sineğin kılıfından çıktığı evre, krizalit.