ilkbahardan kalan bu ballı bu petekleri ne yapalım

Bugün mum eritme işine giriştik 3 arkadaş. eskiden kalan çok az ballı ve polenli petekler vardı. Petekler eski olduğu için bunları da eritelim dedik. Arkadaş bunu arılar yesin diye kovanların 15 metre ötesine kovan kapağını açıp bıraktı. Bu doğru bir uygulama mıdır?

http://www.bilgisayarciyiz.net/33.jpg

http://www.bilgisayarciyiz.net/44.jpg

Açıkta bırakılan bal bulaşığı veya ballı petekler yağmacılığa sebep olur.

Çevrenizde başka arılık varsa, onların arılarını sizin arılığa çeker.

Güçlü olan arılar, zayıf kolonilere bindirme yaparak yağmalayıp sönmesine sebep olur.

Bu tip uygulamalar arı yoğunluğunun az olduğu dönemlerde kıştan çıkarken yapılabilir, ama arı mevcudunun arttığı, çevrede nektarın azaldığı dönemde yapılırsa, üzücü sonuçlar yaşatır.

Doğru bir uygulama değil.

Teşekkürler Gençünal bey,aklımızda bulunsun.

Buna benzer uygulamayı peteklerden çıkan sırların süzülmesinden sonra kıyamadığımdan, 50 metre kadar uzağa bırakarak denedim

gözlemlediğim olay ise 45 dakika içerisinde arılığımın arıları sanki hepsi oradaydı.

Pay alma telaşına giren arılar kendilerini bal ile ıslatıyor, bunların bazıları zaten uçamıyor, uçanlar ise kovanına döndüğünde uçuş tahtasına bıraktıkları balın kokusu yüzünden tacize uğruyor,

Bu durumu fark edip koyduğum sırları kaldırdım, kovanlarımın üzerine 15 dakika kadar yapay yağmurlama yaparak, belkide büyük bir yağma davetini
sonlandırmış oldum

Arkadaşlar, iptal etmem gerektiğine karar verdiğim aşırı kararmış, yarısı ballı olan çıtaları ne yapmam gerektiğine yillarca karar verememiştim. Sonunda doğruyu bulduğumu zannediyorum. Şöyle yaptım.Mum eritme kazanı aldım. Petekleri ballı olarak kesip kazana attım. Eriyen bal ve mumu aynı kaba akıttım. Mum balın üzerine çıktı. Bir müddet sonra üstten mumu alıp, alttaki balı süzerek bir kaba koydum. Yaptığım şerbetin içine 1/3 oranında katarak arılara verdim. Daha iştahlı yediklerini gördüm. Yaptığımın ne kadar doğru olduğu konusunda ustatlardan yorum bekliyorum. Saygılarımla.

Kaynamış balın arı beslenmesinde kullanılabileceğine nasıl karar verdiniz?

Süzseniz olmaz mıydı?

Önder bey öncelikle teşekkür ederim. Olayı tam olarak anlatamadım mı acaba.Bahsettiğim aparatı biliyorsunuzdur herhalde. Mumla beraber eriyip akan bal kaynamış olurmu. Mumun kaynama derecesinden daha düşük derecede eridiğini biliyorum. Yanılıyormuyum.

Kusura bakmayın, dikkatsizce okumuşum.

Bununla beraber, bu kazanlardaki suyun da altmış derece civarında ısınması gerekir ki mum eriyebilsin.
Sonuçta kaynamış olmasa da yüksek ısıya maruz bırakılarak HMF değeri yükselmiş bir balı arı beslemede kullanmışsınız.

Balın ısısının 45oC’yi geçmemesi gerekir.

Eğer aparat daha yüksek ısıyla eritme yapıyorsa, bal zarar görür. Ayrıca yüksek ısıtma nedeniyle arılara zararı olan baldaki HMF miktarı artar.

Bu yüzden balı süzüp, çerçeveyi ilavede yalattıktan sonra petekleri ertimeniz daha uygun olabilirdi.

Arılar sade şerbeti de iştahla tüketiyor. İçinde bal olmasa da olur.

Önder bey ve Adem bey. . Derece (ısı) konusunda herhangibir tesbitim olmadı. Ama, çok kolay olmuştu. Sonuç olarak yaptığımın kesinlikle yanlış olduğunu anlayabilirmiyim. Ayrıca bağışlayın HMF nin açılımı nedir. Teşekkürler

Bal dünyanın tüm ülkelerinde aynı şekilde tüketilen doğal biyolojik bir üründür. Glikoz, fruktoz ve su içermektedir. İlave olarak, yapısında çok küçük miktarlarda protein, mineral, organik asitler ve vitaminler de bulunmaktadır. Bal, tek veya birçok çiçeğin nektarından (bal özü) oluşmaktadır.

Bal işlenmesinde en önemli 2 aşama, filtrasyon ve ısıl işlemdir. Polenlerin ve diğer yabancı materyallerin uzaklaştırılması filtrasyon işlemi ile gerçekleşmektedir. Bala geleneksel yöntemlerle, mikrodalga ya da infrared yöntemleri ile ısıl işlem uygulanmaktadır.

Balda ısıl işlem uygulamasının amaçları, aşağıda verilmiştir.

• Bozulmaya neden olan mikroorganizmaların özellikle şekere dirençli ozmofilik mayaların gelişimini önleme, sayısını azaltma,
• Baldaki su miktarını fermantasyon işlemini geciktirecek düzeye kadar azaltma,
• Balın vizkozitesini yani akışkanlığını azaltma,
• Balda şekerlemeyi azaltma amaçlarıyla ısıl işlem uygulanmaktadır.

Ancak, ısıl işlem parametreleri kontrol edilmediği takdirde, bal kalitesinin bozulmasına neden olabilmektedir. Özellikle hidroksimetil furfural (HMF) içeriği ısıl işlemden etkilenmektedir. Hidroksimetil furfural (HMF) baldaki önemli değerlerden olup, 75 yıldan uzun süredir balda kalite parametresi olarak değerlendirilmektedir. HMF ile ilgili çalışmalara 1895’de başlanmıştır. HMF, aromatik alkol, aromatik aldehit ve furan halkasından oluşmaktadır. Hidroksimetil furfuralın kimyasal formülü C6H6O3 ,molekül ağırlığı 126.11 g/mol, yoğunluğu
1.29 g/cm3 dür. Hidroksimetil furfural, asitli ortamda hegsozun parçalanması ya da Maillard reaksiyonu ile oluşmaktadır. Monosakkaritlerin dehidrasyonu yani yoğun asit ortamlarda kaynatılmakla monosakkarit molekülünün üç molekül su kaybetmesi olayı sonucunda pentozlardan furfural, heksozlardan 5-hidroksimetil furfural meydana gelmektedir.

Balda HMF oluşumunu etkileyen faktörler;

• Uygulanan ısıl işlemin sıcaklığı ve süresi
• Depolama koşulları,
• Üretimde metal konteynır kullanılması,
• Balın kimyasal özellikleridir

Balların başlangıçtaki HMF düzeyleri iklime bağlı olarak farklı farklıdır. Ancak, yapılan çalışmalarda, balda oluşan HMF miktarının, balın başlangıçtaki HMF miktarına bağlı olmadığı bulunmuştur. Baldaki HMF düzeyinin, büyük oranda uygulanan ısıl işlemin sıcaklığına ve süresine bağlı olduğu saptanmıştır. Fazla miktardaki HMF, aşırı ısıtmanın kanıtı olarak düşünülmektedir. Yapılan bir başka çalışmada ise, farklı güçte ve farklı sürelerde mikrodalga ile ısıtma uygulanan ballarda HMF oluşumu incelenmiştir. 175 – 800 watt arasında 15 – 90 saniye uygulanan mikrodalga işlemi sonucunda, mikrodalganın gücünün artışı ile oluşan HMF miktarı yavaş yavaş artarken, sürenin 90 saniye ye yaklaşması ile oluşan HMF miktarlarında belirgin artışlar gözlenmiştir. Ancak, bu koşullarda elde edilen tüm HMF değerleri kodekste izin verilen değerlerin altında kalmıştır. Yani, mikrodalga ile ısıtma, geleneksel yöntemlere göre ballarda önerilen bir yöntemdir.

HMF’nin genotoksik ve tümörijenik etkileri olduğu tespit edilmiştir. HMF işlem sırasında ısıtılmakla oluştuğu gibi uzun süre bekletilen ballarda da zamanla oluşabilmektedir. HMF taze ballarda az miktarda bulunur. Balın uzun süre epolanması ve yüksek sıcaklıkta ısıtılması sonucu bu oran 30 - 40 miligram/kilogram a yükselirken bazen busınırları da aşabilmektedir. Ayrıca, baldaki şeker oranı arttıkça (özellikle fruktoz), hidroksimetilfurfural miktarıda artmaktadır. Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğümüzün, 17.12.2005 tarih ve
26026 sayılı
resmi gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 2005/49 no’lu Bal Tebliğine göre ballarda izin verilen maksimum hidroksimetilfurfural miktarı 40 mg/kg olmalıdır.

Esra ALPÖZEN
Gıda Yüksek Mühendisi

Alıtıdır.

özet olarak balin bozulmasidir…

HMF, Hydroxymethylfurfural adlı molekülün kısa adı.
Şekerlerin ısıtılması (dehidrasyonu) sonucunda ortaya çıkan bu organik bileşik, kanserojen etkilere sahip.
Bu nedenle, balda yasal HMF sınırları mevcuttur.

Forumda ana sayfada arama çubuğuna yazarak daha çok bilgi edinebilirsiniz.

Bidissarimsak benden önce yazmış ama yollayayım bari…

benimki Copy past Önder abi seninkisi uzunlafi kısası olmuş guzel olmuş …

Anladım. Teşekkür ederim. Zahmet verdim

Estağfrullah…

o peteklerde hastalık taşıyan sporlar varsa o sporları balla beraber arılara vermiş olabilirsiniz bence