KOVAN TARTI + KOVAN TAKİP (Prototip) / Sonunda oldu ;D
Yıllardır aklımda şöyle basit - pratik bir tartı olsa da yazın nektar akışını,
kışın stok durumunu ölçebilsek derdim.
Hatta forumda da şu başlık altında konuyu açmıştım:
https://www.aricilik.gen.tr/index.php?topic=10235.0
Baktım genç müteşebbislerden bir ses çıkmadı, kırkından sonra havyayı ele alıp işe giriştik.
Çocuklukta - apartman çocuğu - tabir edilen tiplerden olduğumdan,
Ankara’lılar bilir, elektronikçilerin olduğu Selanik pasajından ayrılmazdım.
Çok sınırlı da olsa elektronikle haşır neşirliğim o dönemden.
2 aylık bir uğraş sonucunda bugün %90 gibi olay tamamlandı .
Bu iki aylık sürecin hemen hemen bir ayı araştırmaya gitti.
Geceleri 3 - 4 saat gibi bu işe ayırdım.
İşin donanım kısmının yanında, mikro denetleyici kullanıldığı için yazılım kısmı da söz konusu.
Yazılıma çok uzak biri değilim, yani az çok mantığını bilirim.
Ama “C” ye hakim biri bu süreçte daha çabuk yol alabilirdi.
(Denetleyici “C” programlama dilini kullanıyor.)
Sonuçları almaya başlayınca ilk olarak burada paylaşmaya karar verdim.
Neyse çok uzatmayayım… Aleti tanıtmaya başlayalım.
Basit bir tartı mantığıyla yola çıktık ama bugün Bursa’daki bir arıcılık firmasında 2950 TL’ye satılan
kovan takip sisteminin tüm özelliklerini içeren bir alet yaptım. (Hatta bir tane de artısı var)
Dediğim gibi amaç basit ve kullanımı pratik bir tartı yapmaktı.
Çok detaya kaçmadan biraz mantığını anlatmak gerekiyor…
Dijital tartı dediğimiz olay, Load cell (yük hücresi) denen sensörlerin baskı altındayken
deformasyon sonucu ölçülebilen (linear) elektrik sinyalleri vermesi prensibine dayanıyor.
http://www.seeedstudio.com/wish/wp-content/uploads/2012/09/2012-09-25-13.35.14-340x270.jpg
Bu sensörlerin 4 tanesi, wheatstone köprüsü (http://tr.wikipedia.org/wiki/Wheatstone_köprüsü)
denilen dört direncin kare oluşturacak biçimde birbirine bağlanmasıyla oluşan bir devre olarak kullanılıyor.
Bu dört yük hücresinin bu köprü ile bağlanması sonucu mükemmel bir denge olayı ortaya çıkıyor.
Bir tabutu (yükü) taşıyan dört kişi düşünün…
Bunlardan birisinin ayağı tökezleyip sendelese onun taşıdığı yük diğer 3 kişiye dağılır.
Sonuçta yük yine kaldırılmış olur.
Bu dört sensör de bizim sistemde kovanın ayaklarına (2 öne 2 arkaya) olacak şekilde konuyor.
Kovanın tam terazide olması şart değil… üstüne basıyor olması yeterli.
Ağırlık sensörleri son halini almadı… ama aşağı yukarı şöyle birşey olacak.
Şimdi bu 4 sensör milivolt seviyesinde bir elektrik sinyali oluşturuyor.
Bu sinyali işleyebilmek için önce yükseltmek gerekiyor.
Bunun için bir instrumential amplification devresine ihtiyaç var.
Sinyal yükseldikten sonra bir microcontroller ile o veriyi istediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz.
İster LCD ekrana yansıtır, ister SD karta yazdırır, ister bluetooth ile veri olarak başka bir cihaza
(örneğin android telefon ya da tablete) gönderebilirsiniz.
Zaten tam bu noktada benim kafada şimşek çaktı…
Sonuçta kullandığım mikro işlemciyi sadece tartı amaçlı kullanmak…
Ferrari ile saman taşımaya benzeyecekti.
O zaman bu mikro işlemciyi sonuna kadar sömürüp neler yapabilirim diye kafa yormaya başladım.
Kovan takip sistemi de yine hep aklımda olan birşeydi.
Fakat fiyatlar çok uçuk olduğu için ancak uzaktan bakıp iç geçiriyorduk.
Böyle bir olanak çıkınca , besmele çekip, işe başladık.
Çok uzatmayayım…
Sonuçta şöyle birşey çıktı…
-
50 ya da 100gr hassasiyetle 200 kg.'a kadar ölçüm yapabiliyor. (Daha hassas da olabilir ama maliyet artar)
-
Sensörler aletten bağımsız, bir soket aracılığıyla alete iliştiriliyor. Dolayısıyla sadece 4 tane sensör ekleyerek
istediğiniz kadar kovanı izleyebilirsiniz. (Bu özellik sıcaklık, arı uçuşu vb… sensörler için de geçerli) -
Dış ortam sıcaklık ve nem, kovan içi sıcaklık ve nem ölçülebiliyor.
(Pin sayısını ayarlayabilirsem kovan içi 2 adet sıcaklık sensörü olsun istiyorum… Bir tanesi arının kümelendiği alanda,
diğeri boş alanı ölçebilir… Olmazsa dış ortam sensörünü de içeriye ikinci olarak koyabilirim.)
Ölçümlerin minimum ve maksimum değerleri görüntülenebiliyor.
*Arı uçuş yoğunluğu sensörü…
Kovan trafiği… giriş ve çıkışlar ölçülebiliyor.
Burada giren ve çıkan arı miktarını tek tek ölçümleyebilmek de mümkün ama kullandığım mikro denetleyicinin
port’ları buna yetmiyor. Eğer bir sebeple bir üst modele geçersek giriş ve çıkışları tek tek gözlemlemek mümkün.
Şu anda kovan önündeki hareketlilik ölçülebiliyor. (Giren - çıkan diye ayırmıyor)
Ama bu da arı uçuşu hakkında bilgi veriyor.
*Işık dedektörü…
Havanın güneşli, bulutlu, sisli vs… olduğunu tespit ediyor.
*Yağmur dedektörü …
Yağmuru algılıyor… Hangi günler, kaç saat yağmur yağdığını tespit edebiliyoruz.
-
Rüzgar şiddeti (anemometre)… (Henüz tamamlanmadı…biraz mekanik gerekiyor)
-
Tarih ve saat (pilden bağımsız) olarak görüntülenebiliyor.
*Ve esas can alıcı kısım…
Tüm bu verileri SD karta, sizin belirleyeceğiniz zaman aralığıyla kaydediyor.
Excel veya herhangi bir veritabanında işleyebileceğiniz formatta log dosyası oluşturuyor.
Örneğin bir saat aralıkla…
Tarih, saat, Ağırlık, Kovan içi sıcaklık - nem, Dış ortam sıcaklık - nem, aydınlık, arı yoğunluğu, yağmur vb… verileri
kaydediyor.
Şu anda prototip’te çalışan özellikler bunlar.
Enerjiyi pilden alıyor (9 volt veya 12 olabilir… daha karar vermedim…12 olursa solar sistemden de yararlanabilir)
Üzerinde 2x16 LCD ekran var… Değerleri oradan okuyabileceksiniz.
Ya da kutulama aşamasına geçtiğimde daha küçük ve işlevsel şu LCD’de kullanılabilir:
EKLENECEK ÖZELLİKLER:
Ben sabit arıcı olduğum için verilerin SD karta yazılması benim için yeterli.
Böylece kendi arılığımın yıllık meteorolojik verilerini tutabileceğim.
Gezginciler için ise SD kartın yanında GSM modülüyle SMS yoluyla bu verilere ulaşmak mümkün.
Örneğin arıyı Trakya’ya bıraktınız… Sistemi kurup gidiyorsunuz…
Bu kez sistemde GSM modulü ve içinde de SIM kartınız var.
Eve döndükten sonra Trakya’ya (sistemdeki telefon numarasına) bir SMS atıyorsunuz.
Örneğin RAPOR yazıp o numaraya SMS atıyorsunuz.
Biraz sonra , size 24 saatlik verilerle dolu bir SMS yolluyor.
Ağırlık, sıcaklık, arı uçuşu, yağmur var mı yok mu vb…
Nektar akışını oturduğunuz yerden kontrol edebiliyorsunuz.
Bir başka örnek…
“GÜVENLİK” diye bir SMS atıyorsunuz…
Tüm kovanların yerinde olup olmadığını, herhangi bir güvenlik ihlali olup olmadığını size SMS ile geri dönüyor.
Diyelim, Allah korusun, hırsız gelip bir kovanı kaldırdı…
Hatta daha kaldırmadan sizin belirlediğiniz bir sınırı geçti…
Ya da kapak açtı…
Anında size bir SMS ile alarm verebilecek.
Bunlar henüz tamamlanmadı ama olmayacak şeyler değil.
Muhtemel tek engel şu anda çalıştığım mikro denetleyicinin yetersizliği.
Onu da bir üst modele geçerek aşabiliriz… ama bu projeye başlarken bir prensip koymuştum…
Tüm projenin maliyeti bir kovan parasını geçmeyecekti.
Aynı zamanda piyasada satılan muadilinin onda birini de geçmeyecekti.
Şans eseri iki rakam da aynı… ;D
Eğer bir üst modele geçmek bütçeyi aşmayacaksa çok daha fazla sensör eklemek imkanı çıkacaktır.
Bir üst modelde şu anda kablolu olan veri iletişimini kablosuz yapmak da mümkün.
Yani sensörler ile ana ünite arasında kablosuz veri iletişimi gerçekleşebilir.
Örneğin birden fazla kovandan kablosuz şekilde ana üniteye veri alabilirsiniz.
Wifi ya da eternet ile verileri INTERNET’e yollayıp oradan takip de mümkün ama bizim arılıklarnda
elektrik bile yokken, WIFI düşünmek gereksiz olacaktır.
Ama SMS yöntemiyle haberleşme hem pratik, hem de hemen her yerde uygulanabilir.
Ev ortamındaki testler tamamlandığı zaman, kutulama ve dış ortam testlerine başlayacağım.
Şimdi bu süreçte, önemli gelişmeleri, site yöneticileri uygun bulursa, buradan paylaşacağım.
Uygun bulmazlarsa, blog üzerinden bu işleri yürüteceğim.
Benim için feedback çok önemli…
Android Telefonlar için hazırladığımız uygulamada da bunun faydasını gördük.
Özellikle Halil Ağabey’in büyük katılımıyla az çok ihtiyaca cevap verecek bir uygulama hazırladık.
Google’ın verileri doğruysa bugün 60 ülkede 1000’den fazla kişinin telefonunda uygulama çalışıyor.
(Kullanıyorlar mı bilmem ama silmemişler en azından :))
Şimdi de benzer bir interaktif yaklaşımla bu olayı yürütmek istiyorum.
Daha çok iş var… Ama en azından işe giriştik, epey de yol aldık.
Yorumlarınız, katkılarınız çok önemli, esirgemeyin lütfen…
Buraya kadar sabırla okuduysanız teşekürrler…