Dün bir akrabam kafasına göre bana arı satın almış. Bir şey söylemeden, bir kovan alıp gel diyerek çağırdılar. Arının biri zeytinin dalında oğul, diğeri de oğulu çıkaran kovan.
Daldakini aldım, iki temel petekle kovana verdim.
Asıl kovan, bakım falan yapılmamış, bir köşede kalmış karakovan, önü arkası çamur sıvalı, 15cm yükseklik, 20 cm genişlik, 120 falan uzunluk, bir tahta boru. İstemem falan dedim, ikna edemedim. Aldım arılığa götürdüm.
Bu gün kovanı önden açtım, her yer ana yüzüğü, ben bunu fenni kovana aktarayım dedim. Çerçevelere bağlayıp güzelce aktardım. İki tane de temel petek yanlara verdim. Nüfus kalabalık ama hepsi yavru, sokan, saldıran yok. Kovanda abartısız 50 civarı ana arı var. Yüzüklerin tamamını bozduğumu düşünüyorum. Petekler kapalı yavru ve bal dolu, hiç günlük veya açık yavru yok. Boş petek gözü de yok. Çok da anlamıyorum ama oğulu engelleyeceğimi düşünerek, eski ana olduğunu düşündüğüm bir anayı imha ettim. Azıcık, kağıt para kadar da balından çaldım. Yarım çerçeve kadar ballı polenli, kapalı yavruyu da oğul kovanına verdim. Yalnız, oğul çok hoşuma gitti. Azıcık arı, iki çerçeveyi 24 saat geçmeden tamamen kabartmış, verdiğim keke de hiç dokunmamışlar, benim eski arılar hiç böyle değil. Ancak yiyorlar, bir de sokuyorlar.
Akşama doğru tekrar kontrole gittiğimde arı yine 50 cm boyunda otların alt kısmına oğul vermiş. Yani oğul vermiş demeyeyim de, İki bardak kadar yavru arı, kovandan çıkan ana arıların peşine takılıp yürüyerek çıkmışlar gibi. Silkeleme imkanı falan da yok. Bir araya gelmemişler, her ana arının üstünde 50 kadar arı var gibi. Otların arasında öbek öbek. Oğul içinde bulunan ana arılardan 6-7 tanesini bir ana kutusunun girişinden salladım. Epeysi, ana arılar da dahil girdi, az bir miktar otların arasında kaldı. Hava karardığı için kovanı orada, yerde bırakıp ayrıldım. Tahminim, tarlacı arı olmadığı için anayı seçemiyorlar.
Ustalar, 20-25 günlük arıcıyım, ben yarın ne yapayım?