Varroayı azaltmak, baskı altına almak, arılara zararı en alt sınıra indirmek için Bakanlık ruhsatlı veya ruhsatsız bir çok ilaç kullanılıyor.
Bir çok ilacın kullanım hataları veya uygun dozda olmayan etken maddelerden dolayı varroayu baskı altına alamadığı görülüyor.
Arıcılar varroa için en son asitlere karar veriliyor.
Bu asitler:
1 - Formik asit ( karınca asiti ): % 85, %65 ve %20 lik olarak kullanılıyor, formik asit çok etkili olduğundan kapalı göz içindeki varroaları bile etkileyebiliyor.
2 - Oksalik asit : su ile, duman ve sürtünmek amaçlı gliserin karışımlı olmak üzere 3 çeşit kullanımı var.
3 - Laktik asit ( süt asiti ): %15 su karışımlı olarak arıların üzerine püskürtülme yoluyla uygulanıyor.
4 - Sirke ( asitik asit ): %5 - 10 luk oranında bir asittir arıların üzerine dökülerek yapılır.
5 - Limon suyu ( sitrik asit) : Limon suyu değişik yüzdelerle karıştırılıp arıların üzerine, çerçeve aralarına dökülür.
Oksalik asitin bir durumu ile son üç asit arıları yıkama yoluyla kullanılıyor.
Oksalik asitin bir durumuyla, formik asit buharlaşma yoluyla kullanılıyor.
Adem abi gerçekten önlem almak çok önemli 2 sene evvel buharlaştırma yaparken çok az soludum öleceğim sandım.
Sanki ciğerlerim eridi içeride, öksüre öksüre öldüm.
Allah korusun tam bir soluma yapsan orada götürür adamı.
Deneme amaçli her çerçeve yüzeyine 4 cc %100 direk sıkılmış limon suyu püskürtme yaptim ari uzerinde varrovada gozukuyordu ama dökülen olmadi eylul başı gibiydi. Sadece tek doz deneme uygulamasi yaptim netice alamayinca tekrarlamadim…
Ama sirkeyi denemek isterim, bu üzüm sirkesimi yoksa elma sirkesimi, cerceve yuzeyine kac cc verilecek, vede piyasadaki sirke % si kaç arastirmak lazım…
Uygulayan varsa bilgi verirse çok guzel olur…
SM-G610F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Varroa nedeniyle sönmek üzere olan bir Kovanda bir çerçeve üzerinde saysan 50 adet arı kalmıştı. Bazı arıların üzerinde 2 tane varrao gördüm belkide tüm arılarda var. Rulami va yaptım kovana uçuş deliğinden defalarca sıktım belkide 15 defa. 3 gün sonra baktım. tepside hiç varrao yok. Arıların üzerinde varraolar duruyor. Vallahi hiçbir şey anlamadım bu işten ben. varroalarmı bağışıklık kazanmış. ilaçta mı bir sıkıntı var anlamadım
Piyasada üzüm ve elma sirkesi bulunabiliyor, madem ki arıcıyız birde kendiniz bal sirkesi yapabilirsiniz.
Üzüm sirkesi daha sert bildiğim kadarıyla yıllanmış olanın asit oranı %8 civarıdır.
Elma sirkesi daha yumuşaktır.
200 den fazla arısı olan birisini tanıyorum, her yıl hasattan sonra çerçeve aralarına elma sirkesi döküp arılarını temizliyor, arılar pırıl pırıl parlıyor diyordu.
Sirke kokusunu arılar sevmez.
Arılar sirke kokusunu dışarıya atmaya çalışırken debelenirken varraoyu kendinden uzaklaştırıyor veya asitten varraolar etkileniyor, aynı pudra şekerinde olduğu gibi.
Murat Hocam varrao ile mücadelede bir takvim yapsak hangi asitleri hangi tarihlerde ne kadar süre kullanmalıyız. Ayrı bir takviye ilaç kullanmalımıyız. En önemli sorun sanırım kapalı yavrulu zamanda varrao mücadelesi
Ağustos çıkmadan ballar sağılmalı, ilaveler indirilmeli, kapak izolasyonu yapılmalı ki Eylül şartlarına hazırlık tamam olsun. Varroa mücadelesi açılışı da aynı gün başlamalı (Önemini vurgulamak için abarttım ama Ağustos çıkmadan gerçekten iyi olur). Açılış Amitraz ile olabilir. Yanında kuluçkayı destekleyecek katkı: 1-2 kg kek.
Eylül ani soğukların başladığı aydır. İlavesi alınmayan kolonilerde kuluçkayı üşütmekten dolayı ani zayıflama oluşur.
Eylül ayına girdiğinde hava ısısı Formik Asit için uygun oluyor. 15-25 derece arasında Formik Asit kullanımı başlar. Hava ısısı 25 derecenin biraz üzerinde ise açılışı %65 likle yapıp, hava ısısına göre %65 devam edebilir ama %85 lik hava ısısının düştüğü saatlerde 15:00-17:00 gibi verilirse ertesi günün öğlenine kadar buharlaşarak tükeniyor veya sorun olmuyor.
Eylül de 30 derece civarında olan günlerde de hava ısısı 25 civarına düştüğü saatlerde %65 lik verebilirsiniz. Ben ikinci uygulamada %85 lik yapıyorum.
Kuluçka kesildikten sonra kuluçka başlayana kadar (Ocak ayının başlarını geçmemeli) Oksalik Asit kullanılır. Sert kış günlerinde 0-6 derece aralarında buharlaştırma kullanılması etkili olur.
Buharlaşmanın verimli olup olmadığında emin olunmalı. Çift dikiş iyi olur.
Damlatma da kuluçkanın olmadığı ılık günlerde, sadece tek sefer. Fazlası tavsiye edilmez.
Coğrafi bölgelerden dolayı ilaçlama için tarih vermek zor.
Varroa ilaçlaması az yavrulu veya yavrusuz görünüm göz önünde tutulmalıdır.
Sıcak veya ılıman bölgelerde geçen süre olan 2 günde yapılan bir işlem soğuk bölgelerde 1 günde yapılmalı çünkü hasattan sonra havalar kısa sürede soğur.
Bu durumu göz önüne alarak işleri aksatmadan yapmak gerekir.
Sayın Adem ALTINOK Ankara için yorum yapmış, sanırım sizin için uygundur.
Genel bir uygulama ilk baharda önce amitrazlı bir ilaç arkasından uygun havada formik asit.
Hasat sonrası formik asit ve arkasından flumetrinli bir ilaç.
Arılar kışın gevşek salkımdayken oksalik asit yapılmalı.
Arada bitkisel kökenli bir ilaçlamalar yapılabilir.
Seneye varroa ile mücadele planım şu şekilde olacaktır:
İlkbaharda ilk fırsatta önce durum tespiti, erkek gözü yarım çerçeveler zaten 2. veya 9. pozisyonda kovanlarımda, timol, portakal kabuğu, pire otu, defne, pudra şekeri vb. sürekli destek uygulamaları.
( Hatta bal akımı arasında bile, oksalik asit uygulanabilirliği sorusu, zihnimi kurcalar oldu. )
Temmuz ortası genel varroa testi.
Akabinde, hemen bal sağımı sonrası 10-14gün süre ile günlük -10ml doz 60% 1. formik asit uygulaması.
Uygulama sonrası10 gün süre ile testler ve varroa dökülmelerinin izlenmesi.
Muhtemel 2. Bir 60% formik operayonu ile gerekirse 4hafta sonra 2. bir tur daha yapılması.
Hala varroa testleri uygun değil ise 14-15 derece dış sıcaklık aralıklarına denk gelecek şekilde 85% formik 3.tur uygulaması. (Şu anda 85% fa için hava durumu hala müsait değil, önümüzdeki hafta sonrası sanırım uygun duruma gelmesi ile 85% fa uygulanacaktır.)
Hala testler sonucu uygun değil ise, 20 aralık sonrası oksalik asit ile son varroa uygulamam şeklinde olacaktır.
Varroa ile mücadeleyi, tamamen organik asitler ve destek uyhulamaları bazında hedef olarak belirledim.
Aslında kağıda 30g ifade niyetim vardı. Hatta onu da 35e güncellemek istiyorum.
Ekim sonrası dönemlerde(0C üzeri günlük sıcaklıkta) damlatma yöntemi ile çerçeve başına 5ml (50ml max kovan başına) 1:1 şerbet 600şeker/600 su()/30(35 )oksalik düşünüyorum.
Aktif sezonda(bal akımları arasında belki) ise 900 su(*)/100şeker/30(35) oksalik ile pulverize yöntemini veya Sn.Fatih Uzuner’in son aktardığı 504gliserin/504oksalik/252su karışımı ve havlu başına 18g ile ilgili hazırlanan karışımdan uygulayarak, işlem düşünüyorum .
Hernekadar aktif sezonda, bal akımında bile rahatlıkla oksalik kullanılabilir dense de, balda kalıntı bırakmadığı araştırmalar ile doğrulanmış olsa bile, açıkçası uygulanmasında hala çok kararsızım. Belkide asit kelimesi beni tedirgin eden, bilemiyorum. Ancak, en azından bal akımına 20gün kala kesinlikle uygulanması gerekiyor sanırım.
(*) bazı yabancı kaynaklarda, suyun destile olması gerektiği ifade ediliyor, ayrıca not etmişim.
Herkese merhaba ilkdefa formik asit kullanan bir arkadaşımız arılarda ölme olduğunu 8 çerçevelik arının tamamının 5-6 çerçeve gücündeki arılarında 1 çerçeve kaldığını söylüyor.
Uygulama akşamüzeri formik asit aparatlarına % 85 lik formik asit kovan başı 10 cc olarak yapıldı…
Böyle bir durum yaşayan veya yorum yapabilecek olan var mı?
85’liği yukarıdan kullanmak biraz riskli anlaşılan. %85’liği buzdolabında iyice soğutarak kullansak ve bu sayede buharlaşma daha yavaş gerçekleşse belki riski azalmış olur. Ya da çekmeceden vermek lazım. En iyisi %60-65 civarına indirmek herhalde.
85% formiği, almanlar ancak 10-15*C günlük sıcaklık aralıklarında kullanılması gerektiğini ifade ediyorlar. Hemen bal sağımı sonrası, yani daha yüksek sıcaklıklarda ise sadece 60% formik ile uygulama yapılması öneriliyor.