Arı ekmeği (Perga)

Uzun zamandır bu konuyu yazacağım ama hep unutuyorum…

Konu basit.

Çiçektozu stoklarını yani arı ekmeklerini hasat etmek…

Geçtiğimiz aylarda Uludağ Arıcılık Derneği toplantısına yurtdışından gelen bir arkadaşımızın gündeme getirdiği bir konu idi…

Almanya ve İsviçre’de özellikle arıların arı ekmeği üretimi teknikleri kullanılmaya başlanmış…

Hani bizlerin kuluçkalık polenle doldu dediğimiz olay için yurtdışında özellikle öyle olsun diye teknik uyguluyorlarmış…

Konuyu tartışırız nasılsa.

Bu yıl biraz hasat edelim…

Hasat edelim de hasat için aparatlar gerekiyor…

KG ve MG ağabeyler haydi buyrunuz.

Aparat yapsak pazar bulabilir miyiz. :slight_smile:

Petekli bal satan arkadaşlar bu peteğin polenli petek olmasını sağlayarak arı ekmeği adı altında satsalar.

Kenan abi şuan 30 kolonim var Allah nasip ederse yaz sonu 45 ’ e çıkarmayı planlıyorum. Abi ben hazırım 45 tane almaya…

45 taneyi ne yapacaksın arıcıya bir tane yeter.

Takipteyiz :slight_smile:

Abi ne biliyim bende sandımki her kovan için bi tane. Tamam o zaman 1 tane alabilirim. Takipteyiz :slight_smile:

Aparat petek gözlerini bozmadan bulunduğu yerden çıkarmak için.

Halil beyin bahsettiği konuya bende ilave yapayım.

Tuzaklarla elde ettiğimiz(polen) çiçektozları kurutularak veya yaş halde derin dondurucuda belli bir süre özelliği kaybolmadan saklanabiliyor.

Kurutma esnasında uygulanan sıcaklık değeri yüksek olursa, havasız serin bir ortamda depolama yapılmazsa besin kaybına sebep olur.

Aynı durum yaş olarak derin dondurucu için de geçerli.

Dondurulmuş gıdaların soğuk zinciri kopmadan istenen yere ulaşması ve tüketilmesi gerekir.

Bahse konu olan arı ekmeği (perga) her türlü ortam sıcaklığında uzun süre besleyici özelliğini koruyor.

Tabi çiçektozu hasadında elde edilen miktarlarda arı ekmeği toplamak mümkün değil ama daha değerli bir ürün olduğu kesin.

Biz arı ürünü olarak hala bal ile meşgul olurken, Avrupa ülkeleri arı ekmeğinin daha değerli olduğunu keşfetmiş ve arıdan elde edilen ürün çeşitliliğini artırmış.

Şu an için bizde pazar olmamasına rağmen, faydalı olduğunu bilmek ve en azından kendimiz için üretmeye başlamalıyız.

Tüm arı ürünlerinde olduğu gibi bu ürünüde üretmeliyiz.

Hemde öyle bol üretmeliyiz ki her yer her köşe arı ürünleri ile dolsun.

Her sofrada her öğün arı ürünü yensin.

Fiyatı uygun ve ulaşılabilir olduktan sonra hiç korkuya gerek yok.

Amatör arıcılar hasat etme yöntemini öğrenebilirse, arı ekmeğini normal çiçek tozuna göre daha verimli hasat eder.

Çünkü arılığa haftada 1 kez gidebiliyoruz. Çoğu zaman sezonda kendimize yeten çiçek tozunu bile toplayamıyoruz.

İstanbul’da özellikle kestane zamanı 10 gün içinde 6-7 tane ağzına kadar arı ekmeği dolu çerçeve oluşuyor. 1 tanesine el koyuveririz.

Petek gözüne deforme etmeden girebilecek ölçüde ucu olan bir aparat geliştirmişler onunla arı ekmeğini söküp alıyorlar.

İnce işçilikle yapılabilecek bir aparat.:smiley:

Tabi sabırlı adam işi, oturup tek tek çıkartıp biriktireceksin.

Ülkemizin aynı dönemde çiçektozu veren bitki çeşitliliği çok fazla.

Bu ürüne fiyat belirlerken değişik çiçeklerden derlenmiş, çok renkli olmasını ölçü olarak alabiliriz.

Petek gözlerinin genişliği sabit. Mesela aynı anda 50 petek gözünün merkezini ortalayabilecek hassaslıkta ekipman üretebilecek ustalarımızın olduğuna da inanıyorum. :slight_smile:

Yurtdışı da tek tek yapıyor. :smiley:

Ama peteği hiç bozmadan.

Esas sorun koloniye perga yaptırmak.

Bunun da yolunu bulmuşlar.

Yarım çerçeveli katı kuluçkalık yerine en alta koyuyorlarmış.

Üstünde ana arı ızgarası.

Ana arı ızgarası üstünde kuluçka…

Bunu bulmaları zor olmamış, işin cılkını çıkaran koloniler nasıl kuluçkalığı bizim bloke ediyorlarsa aynı sistemi kurmuşlar.

İsviçre bu konuda AB ülkeleri arasında ürünü en iyi tanıtan ülke olarak dikkat çekiyormuş. :wink:

Arıcımız karşılığını aldığına inanırsa iğneyle bile yerinden çıkartır.:smiley:

İsviçre’nin coğrafi yapısı ve doğal kaynakları diğer Avrupa ülkelerine göre daha zengin her halde.

Küçücük bir canlı, insanlara türlü türlü şifa özelliği olan ürünler sunuyor.

Tabi kıymetini bilene.

çok ilginç, “haydaa bir yaşıma daha bastım tarzında bir şey…”
forumun özelliğide bu olsa gerek,arı gibi ,forum üyelerini de hayretler içinde bırakmak.

Sonbaharda sönen kovanların kileri alsak yeter.Çünki bu çerçevelerin mumlarını güneş enerjisiyle erittiğimiz için hep ziyan oluyorlar.

Sönen kovanların hiçbir ürününü insanlara sunmayın.

Önce adından başlayalım…

Arı ekmeği adı da benzer birkaç isim gibi, arıcılığın cahiliye dönemlerinde şekline, kıvamına bakılarak verilmiş olmalı. Çünkü ekmek denince benim aklıma gelen karbohidratlar…
Oysa arı ekmeği denen şey, arının protein ve vitamin, mineral deposu…
Ekmek adı da ekmek yakıştırması da çok hafif kalıyor.

(Antrparantez belirteyim:
Ne yazık ki, bizzat ‘‘Arı Çiçektozu’’ için de benzer yakıştırmalar yapılıyor…
Oysa, olsa olsa ‘‘Arı Çiçektozu, arının eti; bal ise arının ekmeği olabilir’’, olmalıdır.)

Perga adını yeni duydum. İnternette aradığımda ilk gördüklerim Anadolu Uygarlıkları ile ilgili konulardı.
‘‘Arı ekmeği’’ terimi öylesine yerleşmiş ki, değiştirmek mümkün görünmüyor… Dolayısıyla ‘‘perga’’ terimi üstünde durmak gerek. Tescil ettirilmiş bir ticari isim değildir, umarım!

Halil bey hastalık mı olur diyorsunuz? Ben zaman zaman yiyorum. O zaman ballarını alıp kek yapımında kullamama lazım.
“Perga kırallığı” diye bir tarihi kırallık olacak.

“perge” diye biliyorum ama ???