Arılar ve arıcılar hakkında ilginç anılar

güzel bir bahar sabahıydı. kolonilerin ilk bakımlarının yapılması gerekiyordu. işi bir günde bitirmek için erken vakitte arıları açmaya başladım.
ilk baktığım 5-6 çerçevelik koloninin açlıktan sönmüş olduğunu gördüm. arılar çerçevelerin üzerinde kuruyup kalmışlardı. arıları alt tablaya silktim kovandaki herşeyi edrafta öylece bırakıp diğerlerini bakmaya koyuldum. ortalıkta yağma tehlikesi olmadığından dolayı bir süre öylece durmalarının sakıncası yoktu.
5-6 koloni daha baktım. oturmuş dinlenirken arada bir sönen koloniye öylece bakıyordum. tam o sırada ölü halde yığılmış olan arı yığınından bir parıltı gördüğümü sandım. yanına gittiğimde bir arının, tek kanadını kıpırdattığını gördüm. öylece bakarken birisi daha, derken birisi daha güneşin etkisi ile canlanmaya çalıştığını gördüm. hemen eve gidip biraz şurup hazırladım. sonra ağzıma alıp ölü arı kümesine püskürttüm. yığını iyice karıştırıp her arının şurupla temas etmesini sağladım. ve iki çerçeve arı canlandı ve koyduğum çerçevelere tırmandılar.

 Merhaba Ömergülbeyaz Arkadaş  ,O iki çerçeveye çıkan arılar ne oldu sonunu yazmamışsın. Merak ettim. Selamlar

konuyu hatırlayamadım, arattım bulamadım hangi 12 ???

12 degil cerceveye cıkan iki cerceve arıyı soruyor ben öyle anladım tabii bende merak ettim iki cerceveye cıkan arı yaşıyormu?

elbette yaşadı. ama daha sonra ne oldu hatırlamıyorum. muhtemelen başka bir koloni ile birleştirmiş olmalıyım.

ömerbey bende tarihi merak ettim geçen yılmı oldu bu olay benzeri bir durumda ben yaşadım geçen yıl şubat ayı sonuydu sakarya kenarı rakım 100 olan bir mevkide günlük güneşlik bir gündü kolonileri konrol etmek için arılığa gittim bir kaç kovandan arı çıkmıyordu kapakları açıp kontrol ettiğimde arıların hiç kıpırdamadan durdukarını (salkımda)gördüm hatta biraz daha yakın baktım aynı durum devam ediyordu bu şekilde olan üç kovanı arabaya atıp malzemeleri koyduğum dükkana getirdim bu kolonilerin sönmüş olduklarını düşünüyordum cebe gelen bir telefonla kovanları bırakıp aceleyle dükkandan ayrıldım ertesi günü dükkana gittiğimde bir uğultu sormayın uğultu kovanlardan geliyordu dikkatsizce kovan kapaklarını açınca arılar hep birden çıkışmaya başladılar tabi üstüme konanlar beni sokanlar oldu üç kovandada durum aynı idi çaresiz kapakları kapatıp uçma deliklerini açtım ve dükkanı terk ettim akşam arılar içeriye girdiler sabaha karşı kovanları kapatıp arılığa tekrar götürdüm hala bu üç kovan yaşam serüvenini devam ettiriyor.Bana gelince bende bir hafta rapor alıp dışarıya azami ölçüde çıkmadım Tarih şubat sonu 2009

günlerden 27 mart 2000. ilk bakım için kolonileri açıyorum. içinde 9 çerçevesi bulunan birini açtım.

  1. çerçevede yumurta yok, bal dolu,
  2. çerçevenin bulunması gereken boşluğa tam dalak asmış. tam 9 çerçeve full yavru var(dalak dahil). yavrudan hariç yerler bal ve polen dolu. koloni resmen kat istiyor. bölsem ortaya 3 tane taş gibi koloni çıkar. normalde mayısın 15 lerinde olması gereken arı gibi.
    Allah’ım! bize her sene böyle koloniler nasib et.
    hey gidi günler…

27 Mart 2000: Arıcılığa başladığım ve ilk arılarımı aldığım tarih. Hey gidi günler heyyyy…

en süperi benimkidir iki kovan arı aldım ilk olarak bir arıcı arkadaş ilgileniyor arılarımla ben onu izliyorum arkadaş agrılıylı memleketine gitmişti bana 3 gün sonra şerbet ver dedi tabi nasıl verilecegini göstermişti şerbeti yaptım arıların yanına tam teşekkül yiyinip gittim ilk kovanın kapagını indirdim üst kapagı araladım içeriden bir ugultu koptu korkudan nasıl kapatıp kactım unutamam tabii şerbette veremedim. :-[ :-[ ;D o günü hiç unutamam,şimdi ise cogu zaman maske bile kullanıyorum. birde ilk ogulu alırken cok heyecan ve zevk almıştım cok sevinmiştim

yaşar bey arıcılığa o yıl başlamadım. gözümü arılıkta açtım. çocukluğum arıların içinde geçti.

26 ocak 2010 arıcılığa başladım başlayalı çanakkale bölgesinde bukadar soğuk görmemiştim.akşamüstü kovanları kontrole gidelim dedik şehiriçi sıcaklık -6 derece.arılığa vardık -10 derece nem oranı yüksek.ilk defe 4x4 araca kar lastiğinin üzerine zincir takmak zorunda kaldım.iç bölgelerdeki insanlara allah kolaylık versin.gece -15 dereceye düşer herhalde.arılarımızın dayanıklılık testini geçip geçemeyecekleri bu kış belli olacak.çünkü erzurumda da kaldım -27 derecede bukadar soğuk hissetmemiştim.inşallah havalar çabuk ısınır.arı dayansa bile biz dayanamayacağız.

Eşitlik ilkesi çalışıyor olsa gerek…

Bizim buralarda kar teget geçti ama geceleri -8,-10 derece idi komşularda pişer inşaallah kar buralarada düşer kar bereket getirir.Allah’ım verdiklerine ve vermediklerine şükürler olsun Rabbim

Arıcılıkla ilgili kitaplar okumuştum.Ama,bilgi ile tatbikatı birlikte yürütmezsen sakat kalır.İlk zamanda oğul ufak ağaca kondu.Kafaya yarım maske geçirdim.Kovan götürdüm.Arıları silkeledim.Baktım dalda yine bir miktar arı var.Onları silkelerken,üzerime üşüştüler.İnce uzun kollu kazak vardı üstümde.Altı yedi yerimden soktular.Meğerse kendi kendilerine anayı bulamayınca kovana gireceklermiş.

Sayın hatkobi:

Oğula çıkmış arılar karınları tok olkduğundan genelde çok az sokarlar.

Hatta elinizi yumruk yapıp elinize bile oğulu kondurabilirsiniz.

Arıları bölme,5 KM uzağa taşıma konularını okurken aklıma geldi;
İlk arılığım bahçenin altındaydı.Üstü kiremitli sundurma yapmıştım.Şimdiki evde çalışma yerim olacaktı.Sonra eve çevirdik.Eşim bu arılar evin önünde,geleni gideni sokar deyince,hışımla akşam deliklerini kapatıp hepsini kucağımda yukarıya götürdüm.Deliklerinide açtım.ERTESİ SABAH-EYVAH.Hepsi evin önünde.Acemilik buya.Duman içinde bıraktım arıları.Sonra ne yaptılar bilmiyorum.
İki gün kovanları açmasaymışım eski yerlerini unutacaklarmış.

,İki gün kovanları açmasaymışım eski yerlerini unutacaklarmış.,
Hatkobi abim kızmayacağını biliyorum… bilgi yanlış… Arılıar eski yerlerini 14-15 günde unuturlar…(Yani eski tarlacıların ölme süresi kadar.) Arılıkta veya arılık yakınına yer… zorunlu değiştirilecekse kovan önüne dal parçası gibi arıların çıkışını engelleyecek şeyler konurki… arı kovan çıkışında kovanda bir değişikliğin olduğunu sezinlesin ve kovanın yerini tayin etsin diye…

"Şuyuu vukuundan beter."derlerya.Kızmak olurmu.Yanlış olmazsa doğruya nasıl kavuşacağız.Ama,sizin dediğinizi çok sonra bu güzel forumda öğrendim.Önemli olan ani karar verip enine boyuna araştırmadan bir işe girişmek risk taşır değilmi?Hayat böyle girişimlerle dolu.Mümkün olduğu kadar KEŞKE dememek.Muhabbetle kucaklarım kardeşim.Sevgiler.

Haziran 2010 arıcılıga basladım.aslında hep meraklıydım.amcama yardım etmek maksadıyla arılarla yakınlasıp sitres atıyodum.Daha önce kullanılmıs ve icinde arı ölmüs güve sarmıs bi kac kovan aldım.temızleyip onarımını yaptım(elimdengeldgince)getirdim babamların evinin bahcesine koydum.artık ogul bulup getircektim.bi hafta gibi gecen zamandan sonra bahceye gittim.birden gözüm ucma tahtasına ilişti…cok farklı bi heyecanla kovanın kapagnı actım.iki avuc civarında bi ogulcuk.fakat hergün bakmaktan beyi öldurmüşüm.baskasından bey memesi aldım cıktı ama dönemi tamamlayamadı diger arılar.o arı cöktü.sonra bi arkadas agacın birine bakarken gördu napyorsun dedi?arı aradıgımı söyldm.o da falan tarlada yerde arılar vardı 5-6 gün oldu yagmurdan önce dedi.bende gidip amcamdan sepet aldım.dogru tarife uzerne tarlaya.arılar hala oradaydı.elimle koydum sepete.Çarkı çevirdik.bir kovanda satın aldım.hayırlısıyla seneye coğaltıcaz.EN GüZEL ALINACAK İŞÇİLİK ÖRNEGİ ARILARDAN’DIR.Saygılarımla.

babam arıcılığa başlamıştı ben ise 8-9 yaşlarında idim ama arılardan çok korkamdım zira hep beni buluır iki gözümün ortasından sokardı ve sonrası 2-3 gün gözü kapalı ve alaylı gülmelerle geçen zaman…
neyse ilk oğullar çıkmağa başladı,babam ise hiç anlamıyor anlayan bir arkadaşı var ve bağa uzaklığı tam 5 km ,telefon cep telefonu hak getire yıl 81-82 olmalı ben yüreyerek kimi zaman koşar adımlarla oğul kaçacak diye olmalı o 5 km yi bitirip usta arıcıyı bizim arılığa getirdim
hiç unutmam şimdi rahmetli oldu (şayık hasan usta )
babamsa felçli