Balla Beraber Anayı da Kovandan Alan Oldu mu?

Bugün başıma tuhaf bişey geldi. 9 veya 10 Ekim’de kovanlarımı uzak olduğu için köyden Diyarbakır’ın Silvan çıkışındaki yeni arılığıma taşıdım. 2-3 gün arıların sakinleşmesini bekledikten sonra 13 Ekim’de hem arıları kontrol etmek, hem de bal sağımı yapmak için arılığa gittim. Neyse o gün 20 iğne yiyerek gerekli işlemleri yaptım, 3-4 çerçeve de bal aldım.
Bugün (23 Ekim 2013) tekrar kovanları kontrol edip, gerekirse zayıfları birleştirme düşüncesiyle tekrar arılığa gittim. Neyse kontrole başladım, çoğunu kontrol edip notlarımı yazdım. Fakat bir kovanı o gün gözden kaçırmışım. Kovan da ballık olan bir kovan, nasıl gözden kaçırdım anlamıyorum. Ballığı açtım, 3 tane çıta var. Çıtalar kaymış, çapraz duruyor (kovanları taşırken aceleden çerçeveleri 10’a tamamlayamamıştım bazı kovanlarda). Neyse çıtaları aldım ballıktan ama, çıtalar kaydığı için arı çıtalardan bir sürü dalak sarkıtıp bal doldurmuş. Çıtadaki ana petekle dalak paralel olduğu için arada bir sürü arı var, kolayca çıkacağa da benzemiyor. Sonra ilgilenirim yağmaya mahal vermeyeyim diye üçünü de bal taşıma kutusuna koydum. Daha sonra da alt katı kontrol ettim, fakat 3 kez tektek kontrol etmeme rağmen ana piyasada yok. Tabi hemen not defterine bilgisayarıma işlenmek üzere not aldım:
“Üst kattan 3 çıta bal alındı. Çerçeveler kaydığı için bol dalak yapmış. Alt katta ana görülemedi, tekrar ana kontrolü yapılacak. Gerekirse 3 numarayla birleştir.”
Neyse uzatmayayım, en son yapılacak iş olarak alınan ballı çıtalardaki arıları silkelemeye. Zaten neredeyse hepsi 1 tanesindeydi. Önce körükle şöyle bir duman verdim, hareketlenince silkeledim çoğu gitti. Bir daha silkeledim yine bayağı gitti. Üçüncü silkelemede yere bala bulanmış büyükçe bir arı düştü. Önce erkek zanenettim (Çünkü kontrolde tek tük erkeğe rastlamıştım), fakat şekline bakınca tüylerim diken diken oldu.
Bizim kayıp ana arada ana arı ızgarası olmasına rağmen üst kata çıkmış, balla beraber alınmıştı. Yavaşça incitmeden parmağımı uzattım. Parmağıma çıktığı gibi diğer elimle kollayıp doğru kovanın girişine. Yavaşça giriş deliğinin önüne bıraktım. Birkaç işçi geldi koklayıp uzaklaştı, hanımefendi de yavaşça içeri süzüldü. Bir süre takip ettim dışarı çıkmadı, 2-3 gün sonra tekrar kontrol edeceğim.

Ucuz atlatmışınız geçmiş olsun.

Teşekkür ederim. 2 gün sonra kontrolde gözlerimle görünce rahat ederim. Hayır benim anlamadığım ana arı ızgarası ne işe yarıyor.

Birkaç kişinin daha sizin gibi ızgara olmasına rağmen ana arının ballığa çıktığından şikayet ettiğini okumuştum. Ana arı küçük olabilir veya ızgara yanlış kullanılmış olabilir, ızgara standart yapılmamışta olabilir.

Arıda da sanki bir gariplik var. Kovan nüfusu azalmış daha öncesine göre. Fakat arı kovanın altı yerine sağına yanaşmış ve sadece o bölgeye çalışmış.
Izgara da standart olmayabilir, bütçemi aştığı için plastik ızgara sipariş etmiştim. Zaten elime geçtiğinde bana pek güven vermemişti. Deliklerin biraz büyük olduğu gözümden kaçmamıştı.

Bu duyguyu bilirim. Bal süzüm günlerinde, akşam üzeri kovan önünde bu küçük yumağa tesadüfen rastlarsan katmerlisi olur herhalde!
Sevinsek mi? kendimize kızsak mı?

Aslında insan seviniyor ama bir taraftan da nasıl böyle bir acemilik yaptım diye kendine kızıyor. İşin kötüsü bir de mevsim sonbahar eğer anaya birşey olsaydı nereden ana bulurdum bilmiyorum.

Kendimize kızılacak o kadar çok olay oluyor ki?
Sonbaharda küçücük bir oğul uçuşup bir yere sardı.
Sevindik tabi. Bir aile daha oldu diye.

Sonra anladık ki bu bizim bir hatamız mış!
Formik asit uygulamasına uygun olmayan bir kovanım, buhardan rahatsız olup küçük oğul şeklinde terk etmiş.

Tekrar eski yerine devrettik.

Bu kovana sarıca arılar dadandı. tek çerçeve ile anayı ancak kurtardık.

Ne yapacağız bu anayı? Başka bir arılığa götürdüm. H^ala anaya bir koloni oluşturamadım.

Seviniriz, üzülecek halimize.

İş olan yerde her zaman hata da olur. Aslında üzülmemek ve bazı şeyleri kabullenmek lazım bence.