Merhabalar forumda baktim lakin göremeyince konu açıp sorayim istedim. Amatörce kendi çapımda kendim için ana ari uretiyorum ( halil bilen hoca sağolsun videoları sayesinde kendi ihtiyacımi görüyorum, tesekkur ederim kendisine bu bilgi paylasimi icin ). Üretmiş olduğum bu ana arilardan bir kismini hem hoşuma giden cinsde arılarla tohumlamak, melezlikten korumak vede isin asli “yapmayı öğrenmek” amacıyla suni tohumlama işlemi yapmak istiyorum. Bunun için forum bilginlerinin tavsiyelerine ihtiyacım var. Hangi alet , hangi dokuman, hangi video kurs vs , tavsiyelerinizi bekliyorum. İnternette ( aliexpress vs ) birkac tane makina gördüm tavsiyeleriniz varmıdır ?
Merhaba, öncelikle hayırlı olsun.
Türkiye’de arılık ve kovan sayısının dünyada ikinci sırada olmasına karşılık verimde çok aşağılarda olmamız, özellikle kovan başına bal verimi olan 14 kilonun gerçekte bu rakam olduğunun şaibeli olduğu ülkemizde bir çok sıkıntılar mevcut. Özellikle arılık çevresinde çok sayıda verimsiz, yozlaşmış kovanlarda üretilen erkek arılar varken, arılarımızı seçici ıslahla düzeltmeye çalışmak gerçekten çok zor.
Dün beni yakın köyden biri aradı. “Hakan abi sende arıcılık var değil mi?”. " Evet var, kendimce biraz kovanım var". " Abi geçen sene bir arkadaştan oğul almıştım. Bu sene 2 oğul daha verdi. Kovanlar üç oldu. Lakin ben kovan açmak nedir bilmiyorum. Kovanlara katıyorum. Onlar öylece duruyor. Bunların balını nasıl alırız. Gelip göstersene". Siz bir tarafta, arılarınızı düzeltmek için uğraşacaksınız. Yakınınızdaki yozlaşmış ve verimsiz kovanlarda üretilen erkek arılar, sizin bakire ana arılarınızla çiftleşmek için can atacak.
Mevcut durumda tek çıkar yol suni tohumlamadır. Evet kendi ana arılarınızı üretmeye başladıysanız, suni tohumlama yaparak bu işi taçlandırabilirsiniz.
Size tavsiyem, yurt dışından pahalı cihaz almayın. Daha sonra yedek parça ve sarf malzemelerinde hem sıkıntı yaşarsınız hem de pahalıya mal olur. Benim size tavsiyem yurt içinde üretilen bir cihaz almanız. Şu anda çok kaliteli cihazlar üretiliyor. Aynı zamanda teknik destek, kurs imkanı gibi faydalarda sağlayabilirsiniz.
Aynı merak bende de var ve geçen hafta suni tohumlama cihazını sipariş ettim. Sizi gibi ben de birşeyler yapmanın hevesindeyim. Bildiğiniz gibi doğal çiftleşme ile üremenin kontrolünü ve ıslah programı yürütmek imkansız.
Türkiye içinde, google ile aratma yaparak yerli 3-4 adet üreticiye ulaşabilir. Onlarla fiyat alarak görüşebilirsiniz. Benim size birini tavsiye etmem etik olmaz. Ama mutlaka yurtiçi bir cihaz alın. Pişman olmazsınız. Suni tohumlamada oldukça tecrübeli olan İzzet Akçay, Ali Türk gibi daha birçok isim yerli üretim suni tohumlama cihazı kullanıyorlar.
Bu listeye yakında Özer Selçuk abimiz de dahil olacak.
Oda kendisi toplayarak yaptı cihazını ama iki senedir kullanamıyor.
Bakalım bu sene ne yapacak?
Karantina var karantina.koye gidemiyorum
Doğrusu açıklamak doğru mudur bilemedim ama bir taraftan da yerli üretime destek olmak adına, Türk malı cihazlarla bu işin yapıldığını ve yaygınlaştığını görmek benim için ayrı bir gurur kaynağı olacak.
Ben geçen hafta, Kasım Baytüre’den tam takım 2020 yılı yeni model bir cihaz sipariş ettim. İnşallah bir şeyler yapmaya muktedir olurum. Allah utandırmasın.
Özer bey sana da hayırlı olsun bu arada. Senin uğraşın ayrı bir takdir istiyor.
Yapay döllenme aletini Ülkemizde ilk yapan arı aşığı ve sanayici Sadri Demircioğlunu anmak gerekir.
Sadri Demircioğlu bir çok fuarda yaptığı aletin tanıtımını yaptı.
Bir ara Trakya Üniversitesinin yönetimiyle Uzunköprü ilçesinde eğitimini verdi ve daha önce bu ilçede bu işi yapan ana arı satan genç bir arıcı vardı.
Bu kursun sonucunun katılanlar açısından olmayacağı belliydi ve düşündüğüm gibi oldu, yazık oldu aparatlara, sanırım katılanlara aparatlar verilmişti.
Sanırım Uzunköprü de devam eden üretici Umut ÖZER isimli genç bir arkadaş Murat hocam.
Ama ana arıları çok yüksek fiyata satıyor.
O paralar bir arıya bence verilmez.
Yanlış hatırlamıyorsam 500 tl diyordu.
Evet adını belirtip reklam olmasın diye yazmadım arılığının nerede olduğunu biliyorum.
Ama fiyat konusunu bilmiyorum.
Benim sözünü etmek istediğim verilen aparatların anlamsız yere gittiğidir.
F1 mi 500?
Yıllar önce bildiğiniz HASAD dergisi yayınlanırken, bir toplantı sırasında Hasad dergisi sahibi ile karşılaşmıştım. O zamanlar tarım ve hayvancılık konusunda çıkan en etkin yayın organıydı. Toplantıda çiftçilerin bilgilendirilmesi için, her köy kahvesine devlet desteği ile bu dergilerin alınıp, dağıtılması hakkında fikrimi bildirmiştim.
Bu işe ilk karşı çıkan Hasad dergisi olunca şaşırmıştım. “Neden karşı çıkıyorsunuz, derginiz daha fazla okunup, yaygınlaşmaz mı?” dediğimde.
Dergi Sahibi " Hakan bey, biz bunu daha önce birkaç yerde denedik. İnsanlar bedava olunca da okumuyorlar. Ayrıca, bir dergiyi bedava dağıtınca, o dergi hakkında daha olumsuz ön yargı taşıyorlar. O yüzden öncelikle ben buna karşıyım" dediğinde ben çok şaşırmış ve o zaman ki aklımla anlayamamıştım.
Şu andaki hayat tecrübemle o derginin sahibinin ne kadar haklı olduğunu anlıyorum. Bizim insanımıza bir şeyi bedava verirseniz, büyük çoğunluğu onun kıymetini bilmeyecektir. Elbet içlerinden bazı kişiler hakkını verecektir ama ne yazık ki çoğunluk içinde az bir kimse.
Buradan kimsenin gönlünü kırmak istemem ama toplum olarak biz böyleyiz. Murat Hocan da çok haklı. Onu da çok iyi anlıyorum. O cihazlar parayla satılsaydı, çoğu zaten satın almazdı. İçlerinden az bir kısmı ciddi düşünüp parayla satın alırdı. Maalesef gerçekler böyle.
Murat Hocamın bahsettiği, Sadri Demircioğlu beyin hakkını yememek gerekiyor. İlk yerli cihazı üreterek, topluma önderlik etmiş bir kişidir. Sadri beyle cihaz araştırması yaparken görüşüp, fiyat almıştım. Buradan kendisine selamlarımı iletiyorum.
Hayır F1 değildir. Irk safıdır. Yani Ana arı örneğin Karniyol ise, suni tohumlamada kullanılan erkek arılarda Karniyol arılardır. Bu şekilde satılan suni tohumlanmış ana arının üreteceği arılarda ana-baba gibi Karniyol çıkar. Bir çeşit ırk garantisi yani. Biliyorsunuz, F1 ana arı satın aldığınızda ana arı doğal yolla çiftleştiği için, ana arı başka ırk erkek arılarla da çiftleşeceği için üretilen işçiler farklı düzeyde melez olacaktır. Ana arının (izole olmayan bölgede) doğal çiftleştiği şekilde satılmasına F1 denir. Fakat kafanız karışmasın ama suni tohumlamada kullanılan erkekler ana arının ırkından farklı bir ırk ise, bu şekilde tohumlanıp satılan ana arı gene F1 olur.
Kimseyi küçük görmek için yazmıyorum:
Hint- Avrupa ırkından olan insanların ilk çıktığı ve dünyaya yayıldığı yer Hindistan ve ilk ayrılan kabile “Ro” olduğundan bunlara günümüzde roman diyorlar, biz önceden daha isimlerle anıyorduk.
Roman açılımı denilip Uzunköprüde ki tamamı bunlardan seçilmiş insanlara verilmiş.
Bunlar arıdan korkan arı işine uzak bakan insanlar olunca sonucun böyle olacağı belli oluyordu.
Yok hocam sizi çok iyi anlıyorum. Mesele küçük görme değil. Toplumun huyu böyle.
Ben yeri gelmişken başka bir konuya değinmek istiyorum.
Şimdi burada yazacaklarım, doğru bildiğiniz bazı şeylerin aslında ne kadar yanlış olduğunu anlamanız içindir.
— Öncelikle şöyle bir soru sorayım. Saf Ana Arı nedir? Damızlık Ana Arı nedir? Bu iki tanımlama Türkiye’de aynı anlamda kullanılıyor ve büyük bir hata yapılıyor.
Saf ırk ana arı denince; Ana ve baba hattı aynı ırka mensup, kanında melezlik taşımayan, gerek ırk özellikleri olarak, gerekse dış özellikleri olarak ait olduğu ırkın bütün özelliklerini taşıyan ana arıdır. Bu tip ana arılar iki şekilde üretilebilir.
1)- İzole bir alanda kendi ırkına ait erkek arılarla doğal çiftleşmeyle elde edilenler,
2)- Suni tohumlama aletleriyle, kendi ırkından erkek arıların spermleriyle tohumlananlar.
Peki burada en önemli sorumuzu (tam da bam teli demek doğru olur) soralım.
Her iki yoldan birisiyle üretilen ticari saf ana arılar damızlık ana arı mıdır?
-HAYIR DEĞİLDİR
Neden? Bir ana arının saf olması onun damızlık olabileceğinin göstergesi değildir. Üretilen her saf ana arı ırkının iyi özelliklerini taşıyamaz. Sakinliği ile ünlü bir ırkın saf ana arılarından hırçın tabiyatlı arılar çıkabilir veya başka bir istenmeyen özellik bu anada veya ürettiği nesilde çıkabilir. Yani üretilen ırkın saf ana arıları ne kadar saf olursa olsun damızlık vasfı taşımaz.
Damızlık saf ana arı ise test edilmiş ana ve babalardan üretilen ana arılardır. Ana ve baba hattının test edilmiş, rakamlara dökülmüş verim özellikleri vardır. Soy kütüğü secere belgeleri vardır. Ama soy kütüğü tek başına herhangi bir anlam teşkil etmez. Test edilmiş olması en önemli unsurdur. İşte bu tip ana arılara biz Damızlık ana arı diyebiliriz.
Türkiye’de ise ne yazık ki bazı yanlış işler aldı başını gidiyor. Yurt dışından 40-80 Euro’ya saf ana arı getiren herkes, ben damızlık ana arı getirdim diyor. Bu ana arı suni tohumlama ise daha yüksek mertebeden bakılıyor. Bu gelen ana arılar sadece ırk safı. Damızlık değildir aslında.
Irk safı ana arıdan elde edeceğiniz işçi ve erkek arılarda ait olduğu ırka mensuptur o kadar. Aslında ırk safı ana arıları da ticari kullanım ana arılarıdır. Fakat Türkiye’de yurt dışından gelen bu arılara hayali olarak damızlık payeler verirler ve bu analardan ana arı üretip satışını yaparlar.
Peki bu saf ana arılardan ticari ana arı üretmek doğru mudur? Hayır doğru değildir. Yanlıştır. Bu tip analardan nasıl analar üretileceği, sahaya yansımasının nasıl olacağı, verim ve davranış özellikleri bilinemez. Tahmin edilemez. Çok olumsuz sonuçlar çıkma ihtimalini de beraberinde getirirler.
Türkiye’de ana arı satanlar peki neden ithal saf ana arıdan üretim yapıyorlar?
Cevabı basit. Test edilmiş ithal damızlık ana arılar pahalı da ondan.
Nasıl yani? Kaç para bunlar?
– 100-200 Euro civarında fiyatla satılıyorlar.
Sıra geldi Türkiye piyasasının fahişliğine.
Yurtdışından gelen saf analar 115-140 Euro civarına satılıyorki bu fiyatlar oldukça yüksektir.
Bu fiyatlara test edilmiş ana arıları satmaları gerekiyor ki, o da haksız kazancın yüksekliğini gösteriyor.
Size bazı örnekler göstereyim.
https://www.apicolturalaterza.com/en/listino-prezzi/
https://www.batsis.gr/enpage4.html
Yukardaki Batsis damızlıkçısında suni tohumlama saf ana arı 70 Euro, damızlık ana arı 150 Euro.
Evet beyler benden bu kadar. Bilin istedim sadece.
Bende ırk takıntısı yok şu ırk, bu ırk diyenleri severim ama söyledikleri tam doğru değil.
Bilinçli arıcı: yıllarca iyi kayıt tutar.
Elindeki kayıtlara göre istediği verimli yönlerini beğendiği arılı kovanı belirler.
Geriye doğru gelir bu hangi kovandan bölünmüş veya üretilmişse ondan yeniden ana arı üretirdi.
Bence en çok yanlış bal için üretilmiş HİBRİT arıdan arı üretmektir ( belfaks) gibi.
İnsanımız çok temiz kalpli her söylene inanıyor, yurt dışına para akıtıyorlar, bir çeşit soygun olarak görüyorum.
Gelen ana arılar için iyi olanlar yok değil ama oradaki bitkilerin gelişimini buraya getiremediğine göre çiçek açma zamanları farklı olduğundan verim düşüyor.
Bir çok yorum okuyorum şu kadar arım söndü diyor çoğuda bu yabancı ırklardan demek ki onların besleme ve bakımında hata yapılıyor.
Adam ilan veriyor:bütün ırk ana arılardan aynı arılıkta üretip satıyor. nasıl saf oluyorsa ballandıra, ballandıra anlatıyor
F1 değil .
Saf ırk.
Kendisi bende facede ekli.
Avrupadan saf ana arı geldiğinde evraklarini yayınlıyordu.
Bende facede gördüm.
Hatta kendisi tohumlama makinasıda sattığını yazmıştı.
Bende fotolara baka baka arastira arastira buldum.ama cam kanülü igne formuna sokup sonrasinda erkek ari spermi cekmek ilk baslarda cok zor.
Beyaz kısım mı
Bej kısım mı bunlari ayirt etmek cok zor oluyor.
Ama bej kahveye calan renkteki kısımı almak gerektiğini bir kac kanul kirarak öğrendim.
Anayi 5 ile 13 gun arasinda bir tarihte asilamak gerektigini sonradan ogrendim
Bende kasım beyle görüştüm sağolsun birçok konuda bilgilendirdi, bir arkadaş kasım beyden makina almış isleri uygun gitmemiş daha sonra şuanda satıyor muhtemelen onu alacağım. Bakalım, nasip. Her birinize çok tesekkur ediyorum ilginiz için. Kullanmaya başladıkça buradan paylasirim inş. Resimleri. Birde facebookda bir grup var bu konuda çalışan arkadaşların bilginiz olsun.